“EQ” olarak da bilinen duygusal zeka kişilerin duygularının değerlendirmesini yapar. Duygusal zekanın kişilerin karakterleri üzerinde önemli bir role sahiptir. Ayrıca sosyal çevrelerinde ve iş yaşamlarında da duygusal zeka seviyesi yüksek kişiler, iş ve özel yaşam dengesini kurabilme konusunda daha başarılı olurlar. Çünkü duygusal zeka alınan kararlarda, motivasyon ve zaman yönetiminde etkilidir.
EQ seviyesi yüksek kişiler iş hayatında genel olarak motivasyonlarının sürekli yüksek olması, değişim süreçlerine kolay ve hızlı adapte olmaları, iletişim becerilerinin üst seviyede olması, kariyerle ilgili vizyonlarını üst seviyeler olarak belirlemiş olmak, liderlik etme yeteneğinin gelişmiş olması, bir ekibi çok rahat ve düzgün bir şekilde yönetebiliyor olmak gibi özellikleri bulunan kişilerdir.
İş Hayatına Duygusal Zekanın Etkisi
“Duygusal zekanın iş hayatına etkisi nedir?” diye sorulacak olursa, karar alma, uygulama ve planlama süreçleri ön plana çıkacaktır. Bireyler ister istemez karar alırken duygularının da bu kararı etkilemesine izin verirler. İş yaşamında başarılı olabilmek için hem duygusal hem de mantıksal zekanın ortak bir şekilde kullanılması gerekir. Yalnızca mantık ya da yalnızca duygusal bir karar almak, başarısızlığı doğuracaktır.
Duygusal zekası yüksek olan bireyler duygu durumlarını kontrol altında tutabildiklerinden dolayı iş yerlerinde uzlaşma sağlanması gereken ortamlarda ara bulucu görevini rahatlıkla üstlenirler. Böylelikle takım halinde çalışılan projelerde çıkacak olan çatışmaları önleyerek lider misyonunu da almış ve takıma başarı getirmiş olurlar.
Profesyonel bir lider olmak için duygusal değişimleri ve düşünceleri kontrol altında tutmak yani duygusal zekayı kullanmak gerekir. Bireyler iş hayatında hissedilen olumsuz tüm duyguları EQ sayesinde olumlu bir hale getirerek avantaj elde edebilirler. İş hayatında yönetim becerisi kişinin tamamen yeteneklerine bağlıdır. Bu yeteneklere duygusal zeka da eklendiğinde başarıya giden yollar kolayca kat edilebilir.
Duygu Kontrolünün Doğru Yapılması
İnsan hayatının büyük bir kısmı çalışma ortamında ve iş hayatında geçer. Bu yüzden kişiler iş yaşamında duygu kontrolü konusunu kendi içlerinde mutlaka halletmelidir. Çalışma ortamında her duygu ile karşılaşılabilir. Öfke, sinir, stres, anlaşılamama duygusu, empati kurma yeteneğinin eksik olması gibi sorunlarla sık sık karşılaşılır. Bu gibi durumlar karşısında duygu kontrolünün doğru yapılması şarttır. Motivasyon düşüklüğüne sebep olacak ani duygu patlamalarından uzak durulmalıdır. Bu tutum ve davranışlar bir tek sizi değil, çalışma arkadaşlarınızı da olumsuz yönde etkileyecektir. Motivasyon düşüklüğünün performansı azalttığı ve verimliliği olumsuz yönde etkilediği pek çok araştırma ile tespit edilmiştir.
İş yaşamında duygusal zeka ve duygu kontrolü önemli olduğu kadar duyguların birbirine karıştırılmaması da önemlidir. Çoğu zaman çalışanlar özel hayatlarında yaşadıkları yoğun duyguları iş hayatlarına da taşırlar. Özellikle stres bu duyguların başında yer alır. Özel hayatında stresli, üzüntülü ya da öfkeli dönemler yaşayan çalışanların bu duygularını iş yerinden içeri girdiklerinde, dışarıda bırakması gerekir. Profesyonel bir çalışanın yapması gereken de budur. Aksi halde başarısızlık kaçınılmaz olur.