Pazarlamanın temelinde hikaye vardır. Seth Godin bu durumu “Pazarlama hikaye anlatma sanatıdır.” diyerek açıklamaktadır. İyi bir pazarlamacı olmak için iyi bir hikaye anlatıcısı olmanız gerekiyor. Çünkü her ürünün, her işletmenin bir hikayesi bulunuyor ve günümüz toplumlarında yaşayan insanların tüketim yapabilmesi için hikayelerden etkilenmesi, ürün ve hizmetten etkilenmesi gerekiyor.
Kendinizi iş dünyasında pazarlayabilmeniz için de hikayenizi başarılı bir şekilde anlatmanız gerekir. Çünkü işin sırrı yeteneklerinizde değil hikayenizdedir. Bunu, televizyon programına çıkan biri gibi de düşünebilirsiniz. Genellikle TV programları içerisine insanları etkileyecek hikayelere sahip olan kişileri çıkartırlar. Her ne kadar reyting almak için yapılan bir hareket olsa da geniş kitlelere yayılabilmek için bir hikayeniz olmalıdır.
1960’lı yıllarda Marvin Eisenstadt tarafından 10 yıl süren bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada 700’e yakın insan profili incelendi. 573 kişinin 10 yaşına gelmeden evvel ebeveynlerini kaybettiği gözlemleniyor. Bu skala 20 yaşına gelene kadar yüzde 45’e yükseliyor. Ebeveynlerini kaybeden bireylerin, hayatlarında mutlaka yaratıcı ve girişimci olduğu da tespit ediliyor. Yapılan araştırma sonucunda acılı bir hikayesi olan bireylerin üçte ikisinin iyi bir iş yaşamına sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Psikiyatrist Felix Brown’a göre bireyler “tüme varım” özelliğine sahip olursa, yaşamış oldukları travmalar sayesinde çevresel alanda farklılık ve farkındalık yaratabiliyorlar. Bu durum bireylerin psikolojik alandaki durumlarını da etkiliyor. İnsanları bu alanda üç gruba ayırmak da mümkün: birinci grup felaket hikayeleri yazanlar, ikinci grup felaketi ucuz kurtulanlar ve üçüncü grup felakete uzaktan bakanlar olarak ayrılıyor. Felaket hikayeleri yazanlar, hayatlarını bir türlü yoluna koyamayan insan grubundan oluşuyor. İkinci grup, acı ruhsal olarak hisseden ama fiziksel olarak herhangi bir girişimde bulunmayan ve üçüncü grup ne ruhsal ne de fiziksel olarak acıyı önemsemeyen grup olarak yer alıyor.
İş hayatında başarılı olan grup birinci ve ikinci olarak yer alıyor. Acıları hissetmeden iş dünyasında başarılı olabilmeniz, neredeyse imkansız olarak gözüküyor. İkili insan ilişkilerinde de bir bireyi anlayabilmek için aynı acıyı ya da sevinci hissetmeniz gerekiyor. Daha başarılı iletişim kurmak için empatiden çok, aynı duyguyu hissetmeniz ön plana çıkıyor. Aynı durum pazarlama alanında geçerli oluyor. Bir ürünü satabilmeniz için iyi bir hikayeye ve müşteri gözüyle ürüne bakış açısına değinmeniz gerekiyor.
İyi bir hikayeci/pazarlamacı olmak istiyorsanız sahip olmanız gereken özellikler ise şu şekilde yer alıyor:
- İnsanlara ilham veren bir hikayeniz olmalıdır.
- Liderlik özelliğiniz bulunmalıdır.
- Hikayenize inanmalısınız ve hikayenizi paylaştığınız insanlar etkilenmelidir.
- Diksiyonunuz düzgün olmalı, gerekli noktalarda gerekli vurgulamalar ve tonlamalar yapılmalıdır.
- Kendinize güvenmelisiniz.
- Gözlem yeteneğinizi hikayenizi anlatırken kullanmalı, iyi bir anlatıcıdan önce iyi bir dinleyici, gözlemci olabilmeyi kendinize hedef haline getirmelisiniz.
- Başarılarınızdan çok başarısızlık anlarınızdan, hatalarınızdan söz etmelisiniz.