Gün içerisinde bastırmış olduğunuz duygular, ani bir şekilde üzerinden zaman geçse de ortaya çıkabilmektedir. Bilinçaltına işlenen bu duygular kontrol altına alınmadığı takdirde öfke ve sinir patlamalarıyla sonuçlanabilir. Bu sonuç oldukça yıkıcı ve yıpratıcıdır. Özellikle iş yaşamında duygu kontrolü sağlamak daha zor bir hal alabilir. İş yerinizdeki arkadaşlarınızla ya da patronunuzla anlaşamıyor olmanız, arkadaşlarınızın size saygısız ve kaba bir şekilde davranıyor olması bu duygularınızı tetikleyebilir.
Yaşanan duygusal patlamalar, olumsuz ortamların oluşmasına sebep olur. Ofis içerisinde bu ortamdan uzaklaşmanız neredeyse imkansızdır. Gün içerisindeki 8 saatinizi bu ortamda geçirmek zorunda kalabilirsiniz. Duygularınızı kontrol altında tutmak, karşınızdaki insana duygularınızı nasıl yansıtacağınız ile ilgilidir. Bir insana karşı duygularınızı doğru ve net bir şekilde yansıtabilir, yani kendinizi ifade edebilirseniz, bastırılmış hislerinizi kontrol altında tutabilirsiniz. Peki bu yönetimi nasıl yapmalısınız?
Bireyler diledikleri zaman kendilerini net bir şekilde ifade edebilme potansiyeline sahiptir. Kendini iyi ifade etmek, havuz problemi kadar karmaşık bir soru değildir. Duygularınızı yönetmenin temeli hisleriniz yokmuş gibi davranmamaktan geçer. Bir başka insanın duygularını anlayabildiğiniz takdirde bastırılmış duygularınızı da kontrol altına alabilirsiniz. Bunun için de “empati” yeteneğinizi geliştirmeniz gerekir. Örneğin, son günlerde ofise oldukça üzgün bir şekilde gelen iş arkadaşınız varsa, onunla konuşmadan önce neden üzgün olabileceğini düşünmelisiniz. Sunum yapacak ve gergin olan bir çalışma arkadaşınız varsa onun heyecanını, endişelerini ve sunuma dair yaşamış olduğu hata yapma korkusunu anlayabilmelisiniz.
İkinci bir püf nokta hissetmiş olduğunuz duyguları endişe duymadan, çekinmeden net bir şekilde ifade edebilmenizden geçer. Hiç kimse müneccim değildir ve tam olarak nasıl hissettiğinizi ifade etmeden kimse sizi anlayamaz! Nasıl hissettiğinizi eğer siz de bilmiyor, kendinizi ifade edemiyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz. Bu konuda gereken yardımı almaktan çekinmemeli, kendinizi tam anlamıyla ifade etmeyi öğrenene kadar kişisel gelişiminize önem vermelisiniz.
Konuşarak kendinizi ifade edemiyorsanız, yazı yolunu tercih edin! Duygularınızı dile getirmekten korkuyor ya da çekiniyorsanız, elinize bir kalem ve kağıt alın. Bırakın kaleminiz kağıdın üzerinde aksın, gitsin. Sözlü iletişimin bir parçası da sözsüz, yazılı iletişimdir. Yazmak hem içsel olarak rahatlamanızı sağlayacaktır hem de ağzınızdan dökülmeyen cümlelerin bir anda içinizden çıkmasını sağlayacaktır.
Duygularınızı direkt olarak yansıtmak yerine içinizden 10’a kadar saymasını öğrenin. Size saygısız ve kaba bir şekilde davranan biri varsa, öncelikle içinizden sayı saymaya başlayın, hemen tepki vermeyin. Bu sayede duygularınızı kontrol altına almanız daha kolay olacaktır. Özellikle iş yaşamında bu uygulamayı sürekli olarak tekrarlayın. Gerekirse bir hava almak amacıyla ofis ortamından uzaklaşın!
Bir hobi sahibi olun ve çevrenizdeki sosyal iletişimi güçlendirin. Duygu yönetimi açısından arkadaşlarınızdan ve çevrenizden destek almak, duygularınızı rahatça paylaşmanızı sağlayacaktır. Edineceğiniz hobi ise kafanızın dağılmasını, duygularınızı serbest bırakmanızı ve hobinizi gerçekleştirirken duygusal alanda özgürlük elde etmenize yardımcı olacaktır.