Günümüzde oldukça sık bir şekilde karşılaştığımız kavramlardan biri de “Comfort zone” olarak yer alıyor. Türkçe karşılığı ile “Konfor Alanı”… Bu kavram kişilerin günlük ve psikolojik yaşamlarında oldukça önemli bir yere sahip. Çünkü her bireyin kendine ait oluşturmuş olduğu bir konfor alanı bulunuyor. Dolayısıyla her insanın konfor alanı kendisi gibi oldukça özeldir.
“Konfor alanı nedir?” sorusuna verilecek en basit cevap; insanın kendini güvende ve rahat hissettiği alan olacaktır. Bu alan içerisinde kişi kendini oldukça güvende, huzurlu ve mutlu hissettiği için farklı arayışlar içerisine girmemektedir. Herkesin bir konfor alanı mutlaka olmalıdır fakat bu alandan uzaklaşmak da önemlidir. Çünkü başarıyı elde etmek için konfor alanının dışına çıkmak gerekir.
Bu alan evinizdeki herhangi bir oda olabileceği gibi iş yerinizdeki kahve içme alanınız ya da herhangi bir fiziki ortam olmamakla birlikte herhangi bir his ya da durum da olabilmektedir. Örneğin en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken kendinizi huzurlu, güvende ve mutlu hissedebilirsiniz, yemek yerken kendinize konfor alanı yaratabilirsiniz. Örneğin obezite problemi yaşayan bireylerin büyük bir çoğunluğu yemek yemeyi bir kaçış noktası olarak görmektedir. Dolayısıyla kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmek için sürekli olarak yemek yemek zorunda hissederler. Bu onlar için bir konfor alanı yaratsa da oldukça zararlıdır. Aslında bu alanı gül gibi düşünmek gerekir. Güzeldir, ilgi çekicidir fakat dikenlerini de batırmaktadır.
Korkularla Yüzleşmek Gerek
Eğer hedeflediğiniz ve başarmak istediğiniz bir durum ya da plan varsa, bu başarıyı elde etmek ve hedefe ulaşmak için konfor alanınızdan ayrılmanız gerekir. Genellikle insanlar, konfor alanının dışına çıkmak istemezler. Bunun sebebi de bu alanın dışından korkmalıdır. Farklı deneyimler elde etmek ya da değişen bir hayata sahip olmak ürkütücü ve korkunç gelebilir. Konfor alanından uzaklaşmanın en büyük avantajı korkularınızla da yüzleşmeyi sağlamasıdır. Şu an oturmuş olduğunuz evden memnun olmayabilirsiniz fakat kendinizi bu evde aşırı derecede güvende ve huzurlu hissediyor olmanız, ev değişikliği yapmanıza engel oluyor olabilir. Yeni bir ev, büyük bir değişim demektir. Bu değişimden korkuyor olabilirsiniz. Bu korkunuzu yenmek için o alanı terk etmeniz gerekir.
Bu tip bir durumda yapmanız gereken şey, kendinize “En büyük 5 korkum nedir?” diye sormaktır. Biri bana bu soruyu sormuş olsaydı vereceğim liste şu şekilde olurdu:
- Aile üyelerimi kaybetmek
- Ciddi bir hastalığa yakalanmak
- Maddi açıdan muhtaç duruma düşmek
- Yırtıcı hayvanlar ile karşılaşmak
- Evimi herhangi bir doğal afet sebebiyle kaybetmek
Bu korkuların üstesinden gelmenin en iyi yolu o korkuların üzerine gitmekten ibarettir. Ölüm ne yazık ki sürekli olarak yakamızda dolaşan ve her insanın yaşayacağı doğal bir durumdur. Maddi açıdan zorlanmak mutlaka günün birinde herkesin başına gelebilir. Bir gün ıssız bir yerde tek başıma kalabilirim ve doğal afet söz konusu olduğunda bir tek evimi değil, sevdiklerimi de kaybedebilirim. Bu korkuların bilincinde olmak, aynı zamanda bu tip durumlar karşısında hazırlıklı olmamı da sağlıyor. En yıkıcı ve yaralayıcı olay, durum ve hislere karşı hazır olmak için konfor alanını terk etmek gerekiyor.