Tüm dünya çapında yaşanmakta olan koronavirüs salgını hayatımızı ve insanlığı birçok yönden tehdit ediyor. Bu salgından sadece fiziki olarak korunmak maalesef ki yetmiyor. Aynı zamanda akıl sağlığımızı da korumak için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Hatta sadece kendi akıl sağlığımızı değil, çevremizdeki tüm insanların akıl sağlığını korumak ile birlikte koronavirüsün olumsuz etkilerini hafifletebilmek mümkün. Aksi halde çevremizde yaşanan tüm sıkıntılar ve dönen olumsuz senaryolar yine dönüp dolaşıp bizim canımızı sıkacaktır.
Koronavirüste Zihinsel Sağlık Neden Çok Önemli?
Bedenimizi koronovirüsten korumak için çabalarken aynı eforu zihinsel sağlığımız için de göstermemiz gerekiyor. Çünkü bu virüs, sadece fiziki sağlığımızı değil zihinsel sağlığımızı da tehdit altına alıyor. Bu konuyu işin profesörlerinden gelen açıklamalar ile devam ettirmek istiyorum.
Stanford Üniversitesinde bir psikiyatri profesörü ve bir psikoterapist olan Doktor Irvin David Yalom, yayınlanan ‘Varoluşçu Psikoterapi’ isimli kitabında korkuyu ele almış ve korku için bakın neler demiş.
Kitapta ‘Genel olarak insanların korkuları 4 temel üzerinde bulunmaktadır’ denilmektedir. Birinci korku kaynağı kontrolü kaybetmek, ikincisi yalnızlık korkusu, üçüncüsü amaçlardan ve kişinin kendisinden şüphe duyması ve dördüncüsü ise ölüm korkusudur. Tüm korkular tek tek ele alındığından bu temel korkudan biri ile karşılaşılmaktadır.
Peki! Şimdi bir de koronavirüsü ele alalım…
Koronoavirüs, bir muallaklık durumu olup kontrolümüzü kaybettiğimiz hissini veriyor. Evden çıkılmaması, mümkün olduğunca az insan ile temas halinde olunması gereksinimi ile yalnızlık korkusunu içerisinde barındırıyor. Geleceğe dair yapmış olduğumuz planlar belki bugüne kadar çok netti… Ancak! Korona ile olabilirliği sorgulanıyor. Sonucunda ise kendimizden ve hedeflerimizden şüphe edebilir duruma geliyoruz. Enfekte olan kişinin ölüm olasılığının yüksek olması ile birlikte ölüm korkusunu da içerisinde barındırıyor.
Tüm bu analizler, koronavirüs ile mücadelemizin sadece fiziki sağlığımızı korumak üzerine gerçekleşmesinin ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
Koronavirüs Korkusu Yok Edilmez, Azaltılır
Koronavirüse karşı mücadele ederken korkumuzu tamamen kaldırmak hem mantıksız hem de imkansız bir durumdur. En başta korkunun da kendine özgü bir amacı vardır. İnsanı tetikte tutar ve ortada bulunan tehdide karşı önlemler alabilmesini sağlar. Yani korku duygusunun da kendine ait görevi vardır. Bu sebeple korkuyu yok etmeyeceğiz (ki zaten mümkün değildir). Sadece gereksiz korkularımızı beynimizden uzaklaştıracağız. Gereksiz korkulardan nasıl uzaklaşabileceğiz? Diyorsanız yazımızın devamında sizleri bekliyor!
Sosyal Medya ve Yalan Haberlere Sınır Koyun
Sosyal medyadaki paylaşımların içeriğine baktığımızda, çoğunun varsayım üzerine kurgulanan ve korkuyu gereksiz boyuta taşıyan içerikler olduğu görülmekte. Sosyal medya hesaplarımızı özellikle bu dönemde haber kaynağı olarak görmemek lazım. Hatta hesaplarımızda geçirdiğimiz süreyi azaltmak güzel bir önlem olabilir.
Gün içerisinde sürekli olarak ‘koronavirüste son dakika gelişmesi ne?’ sorusu ile yeni haberler aramaktan vazgeçmemiz şart. Elbette ki gündemi takip edeceğiz ve gündemde kalacağız. Ancak haber kaynaklarımızı güvenilir olarak seçerek sadece bir ya da iki kaynağı günde bir kez okumak yeterli olacaktır. Araştırmaları abartmamız bize tedbir yerine gereksiz korku getirecektir. Koronavirüsten akıl sağlığımızı korumak istiyorsak: her haberi okuyarak beynimize gereksiz bilgileri yüklememeli ve olağan korkumuzun üzerine mantıksız korkuları da dahil etmemeliyiz.