Özgürlük, ulaşılması zor fakat ulaşıldığı zamanda da asla bırakılmak istenmeyen duygulardan, yaşam stillerinden biridir. Yazar Don Miguel Ruiz “Dört Anlaşma” adlı kitabında özgürlük ve bu kavramla ilgili olarak hayatımız için kendimizle anlaşmalar yapmamız gerektiğini söylemektedir. Kendisi aynı zamanda doğumdan ölüme kadar olan zamanda bizlere öğretilenler doğrultusunda, ehlileştirildiğimizi de savunur. Nasıl yaşamamız gerektiği, hangi kararları aldığımızı, cezalarımızı veya fırsatlarımızı hep bizlere öğretilenler doğrultusunda seçtiğimizi söylemektedir. Tüm bunları öğrenerek, içinde bulunduğumuz toplumun eseri olduğumuzu dile getirmektedir. Fakat bu eser, ona göre doğru değildir. Her insanın özgür olmaya hakkı vardır ve bunun için de önce kendisiyle anlaşma yapmalı, ardından bu hissi yaşamalıdır.
1. Güzel Sözler Söyle
Ruiz’e göre özgürlüğün ilk anlaşması, kullandığımız sözcüklerden geçer. Eğer cümlelerimiz ve sözcüklerimiz, yaratma gücümüz ile birleşir ise ortaya kusursuzluk kavramı çıkacaktır. Kusursuz olmak, özgürlük söz konusu olduğunda oldukça önemlidir. Bunun için yalan söylememek, küfretmemek, suçlamamak, utandırmamak, yok etmemek ya da dedikodu yapmamak gibi eylemlerde bulunmak gerekir. Bunları öncelikle kendimize karşı öğrenmemiz gerektiğini, ardından da başkalarına karşı öğrendiklerimizi kullanmamızı önerir. Özgür olmak başkalarını ya da kendimizi incitmek değildir.
2. Özgürlük İçin Kişisel Olarak Algılama
Eğer özgür olmak istiyorsak Ruiz ikinci anlaşma olarak yaşadığımız her şeyi kişisel olarak algılamamamız gerektiğini söylemektedir. İyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz her şey kişisel olarak algılanmamalıdır. Bir insan size, “Gülüşün çok güzel” dediğinde ve bir ertesi gün de “Gülmesen keşke” dediğinde bu cümleler arasında bir fark olmadığını öğrenmek gerekir. İnsanlar bize yönelik herhangi bir yorum yaptığında bu bizimle ilgili değil, kendisiyle ilgilidir. Eğer güzel bir şekilde gülmek istiyorsa iltifat edecektir. Fakat kendisi ile mutlu değilse, gülmenizi istemeyecektir. Bu nedenle yaşananları kişisel olarak algılamamak en doğrusudur.
3. Varsayımlardan Vazgeç
Hayatlarımız içerisindeki üzüntülerin, kırgınlıkların ve pişmanlıkların büyük bir çoğunluğu varsayımlardan gelmektedir. Varsayımlarımız, kendimizi üzmekten başka bir işe de yaramamaktadır. Ruiz, bunlardan kurtulmak için kendimize soru sormayı önerir. Herkes bizler gibi düşünmeyebilir ya da hissetmeyebilir ve bunun tek yolu da soru sormaktan geçer. Eğer iletişimde açık olmak istiyorsak, özen göstermek istiyorsak hem kendimize hem de karşımızdaki insana sorular sorabilir, konuyu net bir hale getirebiliriz. İyi ve kontrollü bir zihne ulaşmanın en iyi yolu, varsayımlardan kurtulmaktır. Beklentileri ve varsayımları kontrol etmek insana güç de vermektedir. Güçlü olmak da özgürlüğün en önemli noktalarından biridir. En büyük güç, insanın kendisi kontrol etmesidir.
4. Özgürlük İçin En İyisini Yap
Ruiz kitabının bir bölümünde şöyle der:
“Anda yaşayın. Her günün hakkını vererek yaşayın. Bu anlaşmalara uymak için yapabileceğinizin en iyisini yapın. Her şeyin gittikçe kolaylaştığını deneyimleyeceksiniz. Bugün yeni bir rüyanın başlangıcı olsun.”
Her şeyin en iyisini yapmak ya da yapmaya çalışmak sizlere birer mücadele verir. Hayatta mücadele etme şansı verir. Bunun için en iyisi, daima en iyisini yapmaktır. Bir tek mücadele etmek için değil yarınlarınızı da kontrol etmek için…