Stoisizm felsefesi sizlere “Eski ben değilim” dedirtebilecek felsefelerden biridir. Edinilen bilgilere göre ortaya çıkış serüveni Kıbrıslı Zenon’a kadar dayanmaktadır. M.Ö. 300’lü yıllarda Kıbrıslı Zenon zengin bir tüccardır. Bu süreçte Atina’da geçirdiği bir gemi kazasında her şeyini kaybetmektedir. Acısı fazlası ile büyüktür. Yaşadığı olaya anlam vermek ister fakat bu sırada kendini bir arayış içerisine sürükler. Kütüphaneye gider ve Sokrates’in kitapları ile tanışır. Tanıştığı felsefe kitapları ile kendini eğitir ve kötü bir deneyim elde ettiğini düşünerek içinde bulunduğu ruhsal çöküntüden çıkar.
Kendini iyileştirdikten sonra fark eder ki bu kaza, onun kontrolünde olan bir şey değildir. Yaşadığı kazaya anlam yüklemek, üzülmek sadece onun elinde olan bir şeydir. İşte bunu fark ettiğinde hiç olmadığı kadar kendini özgürleşmiş ve rahatlamış hisseder. Ardından bu alanda eğitimler vermeye başlar. Öğrenci sayısı artar zaman ile ve düşünceleri hızlı bir şekilde yayılır.
Stoisizm ismini Zenon’un derslerini vermiş olduğu stoa isimli direkli galeriden almaktadır. Stoacıların genel felsefesi özetle şudur; olayları kontrol edemesek de olaylara yönelik yaklaşımlar üzerinde bir kontrolümüz bulunmaktadır. İdeal bir toplumu hayal etmek yerine, dünyayı olduğu gibi ele almayı önermektedirler.
Stoisizm Dört Erdem Üzerine Kuruludur
Stoisizm felsefesi üzerinde yoğunlaşan kişiler için kendi öz-gelişimlerini tamamlamak adına dört önemli erdem bulunmaktadır. Bunlar; pratik bilgelik, aşırıya kaçmamak, adalet ve cesaret olarak yer almaktadır.
Pratik bilgelik, karmaşık durumlar karşısında mantıklı, bilinçli ve sakin bir yol ile çözüm bulma yeteneğini ifade etmektedir. Yaşama karşı tüm alanlarda hakimiyet sağlamak, kendini kontrol etmek ve ılımlı olmak da aşırıya kaçmamak anlamına gelmektedir. Her stoacı, insanlara karşı adaletli olmak zorundadır. Yani yanlış bir tutum ya da davranış gösterseler de insaflı davranırlar. Cesaret ise olağan dışı durumları değil, günlük görevleri içerisinde de net ve dürüst olmalarını kapsamaktadır.
Felsefenin daha iyi bir şekilde anlaşılması adına bu zamana kadar oldukça başarılı bir şekilde bu felsefeyi yaşam biçimi haline getiren kişilerin sözlerine bakabiliriz:
“Bazen yaşamak bile cesaret sergilemektir.”— Seneca
“Izdırap yaşamdaki olaylardan değil, onları değerlendirme biçimimizden ortaya çıkar.” — Epictetos
“Hayalimizde gerçekte olduğundan daha fazla acı çekeriz.” — Seneca
Kişisel Gelişim Açısından Önemli Bir Felsefedir
Dış dünyayı ve kendimizi tanımak adına önemli felsefelerden biridir. Kişisel gelişim göz önünde bulundurulduğunda insanın, neyi değiştirip neyi değiştiremeyeceğini farkına varmasını sağlamaktadır. Çünkü felsefenin temel amacı da budur. Birey mutlu olmak istiyorsa öncelikle neye ulaşamayacağının farkında olmalıdır.
Dolayısı ile duygulardan ziyade mantık üzerine kurulu bir yaklaşım olduğunu söylemek de doğru olacaktır. Anlık zevkler yerine geleceğe yönelik emin adımlar atmak stoacıların felsefesidir. Kişinin anlık zevkler uğruna kendi duygularını körelteceğini düşünür ve buna inanırlar. Önemli olan tek şey ise mantıktır. Duygularını kontrol edebilmeyi beceren bir insan, hayatını da daima kontrol edecektir.