Hayatım boyunca hiçbir şekilde intikam almadığımı, almak istemediğimi fark ettim bugün. İntikam, basit insanların yaptığı bir şey miydi, yoksa haklının haksızı ezmesi miydi diye düşündüm. Öncelikle kimse kimseden intikam almak zorunda değildir fakat bir insan canı çok yandığında, bu duygu ile tüm vücudunun titrediğini hissedebilir. Pek çok zaman benim de öyle titrediğimi hissettim. Lakin, dediğim gibi, hiç intikam almadım, almak istemedim. İntikam hiçbir zaman için sevimli bir şey değildir, olmayacaktır da. İnsan bu duyguya maruz bırakabilir. Çok kişinin başaramadığı “görmezden gelmek” ya da “sineye çekmek” hareketleri, bizlere bu seçeneği sunabilmektedir.
Şöyle bir düşündüğümde, insanın intikam alırken kendisini de o kişi ile birlikte öldürdüğünü, mezara koyduğunu fark ettim. Üstelik bunu o insan halen daha yaşarken yaptığımızı anladım. Önemli olan bir insanın bedenen aramızdan ayrılması değil, aklımızdan ve kalbimizden ayrılmasıdır. Canımız intikam almak istediğinde, aklımızdan ve kalbimizden o kişiyi çıkartmamız gerekir. Bunu yaparken de önce kendi duygularımızı, düşüncelerimizi ve hislerimizi öldürürüz. Sonra da karşımızdakini… Yani intikam aldığımızda yaptığımız şey, birbirimizin içinde birbirimizi yok etmektir.
İntikam Almak Acizlerin İşi Değildir!
Pek çok kişi, intikam alınmasını aciz bir insanın yapabileceği iş olarak görmektedir fakat yanılmaktadır. Bana kalırsa en büyük intikam, bir insanı hiç hatırlamamak, hayatına hiç girmemiş gibi davranmak, sessiz kalmak ve artık onu hayatında tutmamaktadır. Ölüm yokluğuna insan alışabilir, fakat çok değer verip sevdiğiniz bir insanın yokluğuna yaşarken alışmak hiç de kolay değildir. Dolayısıyla alınacak en güzel intikam da budur.
Aciz bir insan, kendisini o insandan uzak tutmaz. Artık onu istemediği ya da çok yara aldığı için uzak tutabilir. Kendisinin çok zarar verdiğini de düşünebilir. Ve yahut, bir ders almasını isteyebilir. Her ne şekilde olursa olsun, iki tarafında duygularını öldürecek şey sessizliktir. Sessiz kalmak, onca şeye rağmen büyük bir yokluğun içerisine atmak, yapılabilecek en acı ve can yakıcı eylemdir.
Kendinizi de Gömmeyi Unutmayın
Yaşadığınız duygular, tecrübeler, deneyimler, aşklar, yalnızlıklar ya da pişmanlıklar… Hepsini bir bir mezara gömmeniz gerekecektir intikam almak istediğinizde. Zaman içerisinde de insanların içerisindeki o duyguları, düşünceleri eskisi gibi görememesinin ve bulamamasının nedeni de budur. Bunu şu şekilde düşünün. Elinizde 6 adet elma var ve hayatınızda 7 adet insan var. Bu insanların hepsinin yaşamak için elmaya ihtiyacı var. Fakat sizin o kadar ihtiyacınız yok. Elinizdeki 6 adet elmayı da karşınızdaki insanlara verdiniz. Bir gün, verdiğiniz elmalardan ötürü duyduğunuz acı, pişmanlık ve üzüntü için intikam almak istediniz. 6 adet elma mı almak isterdiniz? Yoksa verdiğiniz tüm elmaları önemsemeden o insan ile birlikte elmalarınızı ezmek mi? Pek çok kişi ikinci seçeneği tercih edecektir. Fakat bu durumda hatırlamanız gereken şey, ezdiğiniz her elmanın sahibinin bir zamanlar siz olduğunuzdur. Bir zamanlar sahip olduğunuz, başkalarına verdiğiniz duygular ve düşünceler için intikam almayı düşünüyorsanız, önce kendinizi ezmelisiniz. Bunu hiçbir zaman unutmayın!