Hayatım boyunca vazgeçemediğim, vazgeçmek isteyip de üzerimden atamadığım ve belki de en sevmediğim huylarımdan biri küçücük bir sevgi damlasına inanmak, o damlayı kendi zihnimde okyanusa dönüştürmek. O küçük sevgi damlasına inanıp öyle okyanuslar yarattım ve o okyanusları öyle bir kuruttum ki, zaman içerisinde bu durumumdan nefret etmeye başladım.
Farkındayım, benim gibi pek çok insan var ve o insanlardan biri de belki bu yazıyı okuyor. Belki o insan da bu huyundan nefret ediyor. Belki geceleri bu yüzden ağlıyor, vazgeçmek istiyor ama yapamıyor. İşte burada kendi adıma bulduğum ve sizin de farkındalık kazanacağınız bir çözüm yoluna değinmek istiyorum. Biliyorum ki insanları en çok aynı acılar ve aynı üzüntüler birleştirir. Şimdi birbirimize kucak açma vakti…
Yaşam O Sevgi Damlasında Boğulmanızı Beklemiyor
Farklı coğrafyalara, farklı aile yapılarına, kültürlere, bedenlere, saç renklerine ya da dillere sahip olabiliriz. Fakat bu noktada buluştuğumuza inanıyorum. Kendimde o küçük sevgi damlasına kapılıp giden küçük kız çocuğunu gördüğümde kendime şunu sordum, “Neden bunu yapıyorum?”. İçimde kocaman bir sessizlik oldu. İnsan bir başkası ile yüzleşebiliyor ama en çok kendisiyle yüzleşirken zorlanıyormuş, bunu anladım.
Neden yaptığımı bilmediğim bir hareketi, sürekli olarak neden tekrarlıyordum? Bu bir alışkanlık mıydı yoksa kişiliğim bu muydu? Bu soruları kendime sürekli olarak sordum. Her yaşadığım üzücü olayda, her kalp kırıklığımda ve her yastığımı gözyaşlarım ile ıslattığımda. Sonunda şöyle bir sonuca vardım; ne kadar üzülsem, kırılsam ve ağlasam da yaşam o sevgi damlasında boğulmamı beklemiyor. Yaşam, ben boğulsam ya da boğuluyormuş gibi hissetsem de bir şekilde nefes almamı sağlıyor. Zaman sürekli ilerliyor ve benim olduğum yerde kalmam, çaresiz hissetmem, gururuma yenik düşmem hiçbir şeyi değiştirmiyor. Fakat değiştirebileceğim bir şey varmış o da insanlar. Hayatımdaki insanlar! İşte bulduğum çözüm yolu da bu… Kendimi değil, çevremdeki insanları değiştirmek! Çünkü beni üzen ben değilmişim, beni üzen insanlarmış.
Devam Etmek Zorundasın
Belki acın çok derin, belki kalbin çok kırgın, belki de duvarlar üzerine üzerine geliyor ve kimse seni anlamıyor. Her ne olursa olsun, devam etmek zorundasın. Kalbim ne kadar kırgın olursa olsun, sanki hiçbir şey olmamış ve yaşanmamış gibi devam etmeyi öğrendim. Acı ama gerçek de bu. Hem kendin için hem karşındaki için devam etmek zorundasın. Çünkü, her insan kendi için en iyi olanını yapıyor. Herkes kendi hayatını en iyi noktaya getirmek istiyor.
Bu nedenle öncelikle şunu öğrenmek gerekiyormuş, mutlaka sizin mutluluğunuz ile üzülen bir insan varmış. Sizin mutlu olduğunuz bir konu, bir başkasının hüznüne sebep oluyormuş. Üstelik buna istemeden sebep oluyorsunuz. Bu nedenle sizin üzüldüğünüz şey, karşınızdaki insanı mutlu ediyor olabilir. Bu ayrıntıya dikkat etmeli, bir gün üzüldüğünüz her şeyin sizi mutlu edeceğini bilerek yolunuza devam etmelisiniz.