Aslında hemen hemen hepimizin yaşadığı fakat farkında olmadığı problemlerden biri anı yaşayamamak… Bulunduğumuz noktanın, gittiğimiz yerlerin, konuştuğumuz sohbetlerin ya da içtiğimiz çayların, kahvelerin tadını çıkaramıyoruz. Olmamız gereken yerde sadece bedenimiz var, aklımız ve kalbimiz ise başka yerde. Peki neden anı yaşayamıyor, bunun tadını çıkaramıyoruz?
1. Çok Düşünüyoruz
Anı yaşayamamamızın baş sebeplerinden biri; çok düşünmek. Beynimiz sürekli olarak aktif bir şekilde çalışmaktadır. Bazılarımız bu aktifliğe uyum sağlamak isterken hayat ile arasındaki bağları koparır. Bu durum zaman içerisinde depresyona, anksiyeteye, aşırı takıntılı olmaya ya da OKB bozukluğuna neden olabilir. Buna “Dur” demeniz gerekir.
Kafanıza takılan sorular var ise kendi içinizde çözmek yerine, sorunun olduğu noktaya, insana ulaşmalısınız. Çok fazla içinize atmamalı, konuşmalısınız. Çok düşünmeyi durdurmanın yolu, beyninizin içerisindeki soru işaretlerini kaldırmaktan geçer. Ertelememeli, rafa kaldırmamalı, ortaya dökmelisiniz. Böylelikle düşünceler ile uğraşmak yerine, anın tadını çıkarabilirsiniz.
2. Anı Yaşamak Gelecek Kaygısı ile Zordur
Geçmiş, geçmiştir. Bugün, yaşanmaktadır. Gelecek ise belirsizdir ve insanı en çok geleceğe dair endişeler, kaygılar yorar. İnsan ne geçmişte kalmalı, ne de geleceğe odaklanmalıdır. Geçmişten dersini alıp bugününü yaşamalı ve geleceğe kendini hazırlamalıdır. Sürekli olarak “Yarın ne olacak?”, “1 yıl sonra nerede olacağım?” şeklinde düşünmek, özgürlüğünüzü engeller.
Bu durum aynı zamanda sürekli olarak stres içerisinde olmanıza neden olur. Boş zamanlarınızın kıymetini bilmeli, küçük adımlar ile ilerlemeli, planlarınızı gerçekleştirmelisiniz. Su zaten akıp yolunu bulmaktadır. Önemli olan her zaman için bulunduğunuz zaman dilimini iyi ve verimli bir şekilde değerlendirmektir.
3. Çok Fazla İş ile Uğraşmak
Hiçbirimiz robot değiliz. Gün içerisinde yapabileceğimiz aktivite sınırlıdır. Bu nedenle birden çok işi aynı anda yapamayız. İki işi birden yürütebiliriz fakat fazlası, mümkün değildir. Bu sadece telaşa kapılmamıza, sürekli olarak zamanın yetmediğini düşünmemize neden olur. Aynı zamanda sürekli olarak bizleri strese sokar.
Araba kullanırken telefon ile konuşmak beraberinde trafik kazasını getirebilir. Yemek hazırlarken çocuğunuza bakmaya çalışmak, çocuğunuzun zarar görmesine neden olabilir. İşinizi yaparken evinize yeni bir koltuk takımı almayı düşünmeniz, konsantrasyonunuzu düşürür. Test çözerken müzik dinlemeniz, soruları anlamamanıza neden olur. Kısaca, tek bir iş yapın ve o işi en mükemmel şekilde yapın. Böylelikle anın tadını çıkarabilirsiniz.
4. Farkındalık Anı Yaşamak İçin Gereklidir
Anı yaşamak istiyoruz fakat çevremizden geçip giden insanların, hayvanların farkında değiliz. İzlediğimiz filmin, dinlediğimiz şarkının, yediğimiz yemeğin bize ne kattığını bilmiyoruz. Görmüyor, duymuyor, fark etmiyoruz. İşte günümüzün en büyük problemlerinden biri, fark etmemek. Kendimizi o kadar yoruyor ve meşgul ediyoruz ki, zihnimizi yoruyoruz.
Yorulan bir zihin, yorulan bir bedenden her zaman için daha zor toparlanır. Fiziksel yorgunluk geçicidir fakat zihin yorgunluğunu üzerimizden atmak zordur. Zihninizi yoran, farkındalığınızı kısıtlayan her şeyden uzak durun.