Her şey yolunda gitmiyor olsa da “Her şey yolunda!” dediğini zaman kalbiniz ağzınızdan çıkan cümlelere inanır. Hint filmleri danslarıyla, mesajlarıyla, tüm duygularınızı esir eder izlerken. Sevenleri de çoktur, izlerken sıkılanları da. Ancak herkes mutlaka 3 İdiots’u ya duymuştur ya da izlemiştir.
İzleme fırsatı doğmamış kişiler için filmde şöyle bir hikaye geçiyor:
“Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı, gece devriyelerinde bağırırdı: ‘Her şey yolunda. Her şey yolunda!’ Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu. Ve öğrendik ki meğerse bekçi körmüş! O, ‘Her şey yolunda!’ derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim. Kandırmanız gerekiyor onu. Sorun ne kadar büyük olursa olsun, ‘Her şey yolunda.’ diyeceksiniz.”
Her Şey Yolunda Gitmiyor Olsa da Her Şey Yolunda
Hayat her zaman istediğimiz gibi devam etmiyor. Neredeyse her zaman aksilikler meydana geliyor. Hatta güzel olacağına tam inandığımız anda nakavt oluyoruz. Öyle bir ters köşeye geliyoruz ki, tüm inancımız, hayallerimiz, sevinçlerimiz boğazımıza takılıyor. Bırakın “Her şey yolunda!” demeyi, kendimize nasıl olduğumuzu bile soramıyoruz.
Hikaye ise aslında kör bir adamın korkusunu yenmek için kendi ile konuşması ile başlamış olmalı. Belki de göremiyoruz ama en kötü olayların gecesinde sağ çıkabilirsek huzurlu bir sabaha uyanıyoruz. Korkularımızdan yüzdenden saklanma ihtiyacı duyuyoruz. Çünkü yüzleşmek oldukça korkutucu geliyor.
Aklımız yüzleşme güdüsünü reddediyor ve kalbimiz de aklımıza ayak uyduruyor. İnsanın inanası gelmiyor ama filmi izlediğim zaman bunu denemiştim. Üzerinden zaman geçti ve bu sabah kendi kendime “Her şey yolunda Deniz.” derken yakaladım.
Aklınıza kötü şeyler bir kere geldi mi, ardı arkası kesilmiyordur. Eminim siz de bu durumu yaşıyorsunuz. Kurduğumun o küçük cümle ile derin bir nefes alabildim. Biraz da olsa rahatladım. Belki benim yaşadığımı durum size daha hafif ya da daha ağır gelebilir. Aslında önemli olan onun boyutu da değil.
Önemli olan, içinde onu yenebilmek için yeteri kadar cesaret olması. Ne zaman köşeye sıkışır ve nakavt olmaya yaklaşırsanız, kendiniz ile konuşun. Bu konuşma sizin dilediğiniz gibi olabilir. Her şey yolunda yerine “Yapabilirsin, başarabilirsin, olacak, hak ediyorsun.” ya da durumunuza en uygun cümleyi seçebilirsiniz.
Kendiniz ile her şeyin yolunda gidebilmesi için bir konuşma yapmanız gerekiyor sadece. Kötü düşüncelerin yayılan bir kanser olduğunu düşünüyorum. Hastalığın nedeni düşünceleriniz ise daha güçlü düşüncelerle yayılmasını engelleyebilirsiniz.
En güzel ilaç ise kendiniz ile yaptığınız -olumlu cümleler ile olmak zorunda- konuşma olacaktır. En çok da her şey güzel giderken kendiniz ile konuşursunuz. Hatta il cümle “Niye her şey bu kadar güzel gidiyor, kesin bir şey olacak.” olur. Bu cümleyi de değiştirin ve her şey güzel giderken daha da güzel bir hale bürünsün.
Ne yaşıyor olursanız olun, elbet geçecektir. Aklınız ile kalbinizi yönetin, sadece bir cümle ile…