Başarı zihniyeti, insanın kişisel olarak tatmine ulaşmasını sağlayan ve başarılı olma konusunda kişisel gelişimin rol oynadığı en doyurucu yol anlamına gelmektedir. Bu zihniyeti oluşturmak, insanın radikal anlamda mutlu ve başarılı olmasını, kendini geliştirmesini, iş ve özel yaşam dengesini kurmasını ve sosyal becerilerini geliştirmesini sağlamaktadır.
Başarı zihniyeti oluşturmak, insanın kendisini araştırmasıyla başlamaktadır. Kişi kendine ait tüm “öz”leri bilmelidir. Özgüven, öz disiplin, öz motivasyon, öz merak vb… Eğer birey, kendine ait keşifleri net bir şekilde yapar ve kendisini geliştirmeye odaklarsa, hayattaki tutkularını da bulmuş olur ve tutku, başarıya giden yolda acı verici olsa da sahip olunması gereken en güçlü motive edici unsurdur. Çünkü tutkulu olmak demek, başarısızlık söz konusu olsa bile o işi yapmak anlamına gelmektedir.
Hayat içerisinde pek çok iyi ve kötü deneyim mevcuttur. Kişi gerek kendi çabalarıyla, kendi zorluklarıyla ya da başka yaşamlardaki zorluklarla mücadele etmek zorundadır. Örneğin; ev sahibi ve kiracı ilişkisi gibi… Kiracı, iş yerinden maaşını alamıyorsa, işletmenin zorluğunu çekmektedir. Ev sahibi de kirayı yatıramayan kiracı nedeniyle… Tüm bu deneyimler, insan yaşamında gelişmesini sağlayan faktörlerdir. İlk adım, gerçekleşen tüm kötülükleri kucaklamak olmalıdır. Başarı zihniyetinde acı, kötülük, dram ve trajedi gibi hassas noktalar mevcuttur ve bu noktalar, başarı için gerekli olan hırsın, azmin adresidir.
Merak Edin ve Geliştirin
Eğer başarı zihniyeti oluşturmak istiyorsanız, merak duygunuzu daima aktif tutmalısınız. İnsan bir şeyi merak ediyor ve o şey hakkında bilgi ediniyorsa, bu bilgi kalıcı bilgi haline gelecektir. Hafızanızda yer edecek ve o anlamlı an geldiğinde bilginizi kullanabileceksiniz.
Merak duygusu aynı zamanda insanın ilham kaynağıdır. Yarattığınız ilham kaynaklarının size mutluluk vermesine de gerek yoktur üstelik. Nasıl ki güzellik için her türlü acıya katlanmak gerekiyorsa, iyi bir ilham kaynağı için de çeşitli acılara ve yanlışlara katlanmak gerekir. Bu aynı zamanda öz disiplin elde etmenizi sağlayacaktır. İş ve özel yaşam arasında mutlu, huzurlu ve heyecan dolu bir yaşam sürmek istiyorsanız, merak duygunuzu sınırlandırmamayı öğrenmelisiniz.
Ben, Ben, Ben
Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde yer alan bir basamakta “aidiyet/ait olma” duygusu yer almaktadır. İnsanın başarılı, üretken, mutlu ve huzurlu bir hayat sürebilmesi için olduğu yere kendisini ait hissetmelidir. İş yaşamında işletmeye ait olmadığını hisseden bir personelin başarılı olması oldukça zordur. Bu nedenle bireylerin kendisine sürekli olarak “Önce ben, ben, ben” demesi gereklidir.
Önce kendinizi geliştirmeyi hedefler, kim olduğunuzu, hangi değerlere ve kültüre sahip olduğunuzu, inançlarınızı ya da alışkanlıklarınızı görebilirseniz, başarı zihniyetinin amacına da ulaşmış olursunuz. İş yaşamı, duyarsız ve zor pek çok insanla dolu olacaktır. Bu noktada pek çok kişi de hayallerinizi küçümseyecek ya da olumsuz eleştirilerde bulunacaktır. Dolayısıyla “önce ben, ben, demek” diğer insan görüşlerini toplama konusunda da sizlere fayda sağlayacaktır.