“Sen değiştiğinde, talihin de değişir.” – Portekiz Atasözü
Bazen değiştiremeyeceğimiz şeyler yüzünden kendimizi suçlarız. Haklıyız, çünkü suçlu olan herhangi biri değil, biziz. İnsanların bir şeyleri yapabilmesi için sadece kendisine inanması yeterlidir çoğu zaman. İnanmak yerine sürekli kendini suçlayan insanlar herhangi bir ilerleme kaydetmiş olamayacağı gibi, değişime de kucak açamaz. Öncelikle suçlamaları bir kenara bırakıp, değişime merhaba demek ve inanmak gerekiyor. Birçok madde sayılabilir ama daha genel olanları ele alalım.
Herkesi Memnun Etmeye Çalışıyor musun?
Aslında insanlar bencildir ve her şeyi kendileri için yaparlar. Ancak bunun altını sevgi, saygı vb. gibi duygularla doldurur, bencil olduklarını kabul etmezler. Yani herkesin mutluluğu için çabalayan bir insan aslında sorunlarından kaçıyordur diyebiliriz.
Kendine şu soruları sormalısın:
- Bu durumdan onun memnun olmaması beni nasıl etkiler?
- Onun memnun olmaması mı yoksa benim memnun olmamam mı daha önemli?
- Onu bu nedenle kaybetmene değer mi, bu neden kaybetme durumu yaratır mı?
Dürüst şekilde cevap verdiğinde başka sorular da doğacaktır. Zaten netliğe kavuşturmak için sorularını sen belirleyeceksin. Ne kadar ince düşünürsen düşün zaten herkesi mutlu edemezsin. Evleneceksin ve düğün planları yapıyorsun. A kişisi davul seviyor, B kişisi orkestra, C kişisi de davul ama sen canlı müzik seviyorsun. İsten bu kişiler aile bireyi olsun, ister mutlu gününde yanında görmek istediğin arkadaşların. Ne seçersen seç, birileri mutsuz olacak. Bari mutlu olan A ya da B olmasın sen ol!
Geçmişte mi Yaşıyorsun?
Daha önce geçmiş sakız gibidir demiştim. Ardında kalır, hatalarından ders çıkarmak istiyorsan, danışacağın bir kütüphaneden başka bir şey olmamalıdır. Bu günü kaçırmayı tercih ediyorsan, ileride ne olacağını söyleyeyim. İnsanlar pek çok şeyi atlatır. Sor kendine, neleri atlattın. Liste yapabilirsin, saymakla bitmeyen. Atlattıklarını unutabildiysen, onu da unutacaksın. Her şey kafana dank ettiğinde bu seferde geçen zamanına mı yanacaksın?
Geçmişinin seninle alıp veremediği bir şey yok. Geçmişi bileklerine, ayaklarına dolayan sensin. Bırak olması gerektiği yerde kalsın!
Hataların Yüzünden Pişman mısın?
Kendine kızıyor olman hatanı düzeltecek sanıyorsan, üzgünüm ama koca bir yanılgı denizinde yüzüyorsun. Yaşadığın duygu ister üzüntü olsun ister mahcubiyet “keşke” demeyi hayatından çıkarmalısın. Bugün olduğun kişi nasıl oldu sanıyorsun?
Hayata bir rehber eşiğinde gelmiyoruz ve büyün hataları yapabilecek kadar yaşamıyoruz. Hatalarından ders al, onlar senin öğretmenin. Keşke yerine, “Bir daha aynı hatayı yapmamak için bir nedenim var artık” de. Keşke yerine “İyi ki bu hayatı yapmışım” de. Keşke yerine, bir şeyler öğrenmiş olmanın kusursuz güzelliğini hisset.
Umutsuzluğu Tembelliğe, Karamsarlığı Kararsızlığa mı Dönüşüyor?
Nelere karşı kaybettin umudunu? İyi insanların olmadığına karşı mı? Sen varsın. Zaten her insanın iyi olduğu insanlar vardır. Ona sorsan iyi insan, buna sorsan kötü insansındır. Sadece sana zarar verdiğini düşündüğün için bir insan kötü olmayabilir.
Onu da mutlaka seven ve benimseyen insanlar vardır, inan bana. Bu seni umutsuz kılmamalı aksine, kendin gibi birini bulman için doğru limana yelken açmanı sağlamalı. Tembelliğinin yeni bir umutsuzluk yaşatması an meselesi olabilir. Zaten umutsuzluğa kapılmışsan her şeye karamsar yaklaşır, karar veremezsin.
Neden pes ediyorsun? Neden onlar namağlup oluyor? Yeterli cesaretimiz yok da ondan. Bu konuda yapabileceğin tek şey, kendini tanıman ve savaşmaya devam etmen.