Herkes hayatının belli bir bölümünden, hayatındaki insanlardan ya da kendisinden beklenti duyar. Çünkü herkesin hayatında bir şeyleri başarma arzusu ya da “biri olma” arzusu vardır. Bu arzu çoğaldıkça beraberinde hayal kırıklığını da getirir. Beklentilerin çok olması, elde edeceğimiz sonuç sayısını azaltır. Çünkü insan her zaman, her istediği konuda başarılı olamaz. Başarısızlık da ne yazık ki yaşamamız gereken olaylardan biridir. Yüksek beklentiler içerisine girmek, ayaklarımızı yerden keserek hayal kurmak ve istemek demektir. Eğer ayaklarımız yerden kesiliyor ise yere daha sert çakılacağımızın göstergesidir.
Sert düşüşleri önlemek için yapabileceğimiz en iyi şey beklentilerimizi kontrol altına almaktır. Hele ki olumsuz durumlar karşısında üzülmeye, sinirlenmeye, depresyona girmeye müsait bir yapımız var ise bu alanda daha dikkatli olmamız gerekir. Peki beklentilerimizi kontrol altında tutmak için ne yapmalıyız? Beklentiler hangi noktada bizleri üzer, hangi noktada bizleri mutlu eder?
Yüksek Beklenti Kaliteli Yaşamı Getirmez
Öncelikle fark etmemiz gereken şey yüksek beklentilerin kaliteli bir yaşam getirmeyeceğidir. Kaliteli yaşam dendiği zaman aklınızda ne canlanıyor? Çok zengin olmak mı? Huzur içerisinde yaşamak mı? Kalabalık bir sofrada kahkaha atmak mı? Kaliteli bir yaşamın sizin için ne ifade ettiğini hatırlayın. Fakat burada bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Kaliteli yaşam söz konusu olduğunda beklentilerinizin yüksek olması hiçbir anlam ifade etmemektedir. Kaliteli yaşam, hayal kırıklığının en az seviyede olduğu yaşam biçimidir. Çok paranızın olması, sağlığınızın fazlası ile yerinde olması ya da istediğiniz şeylere kolay bir şekilde ulaşıyor olmanız kaliteli bir yaşam sürdüğünüz anlamına gelmez.
Eğer yaşamınızda güzel bir şeyler oluyor ise daha fazlasını istemek yerine şükretmeyi ve minnet duymayı öğrenmelisiniz. Beklentileriniz ne kadar az olursa, duyacağınız hayal kırıklığı da o kadar az olacaktır. Bu da hayatınızı daha huzurlu ve mutlu yaşadığınız anlamına gelir. Yaşadığımız hayatın bizler için daima bir planı olduğunu unutmamalısınız. Sonuçta kaderimizde ne varsa, er ya da geç onu yaşıyoruz ve nasipten öteye gidemiyoruz.
Fazla Cesaret Fazla Kırgınlık Demektir
Cesur olmak, kendine güvenmek hayatın her noktasında önemlidir. Cesaretiniz bir kere kırıldı mı, defalarca kırılacaktır. Sürekli olarak kırılmak, içinizde parçalanmış hayallerinizi taşımak yüreğinize belli bir noktadan sonra ağır gelecek, zaman içerisinde de özgüveninizin azalmasına, motivasyonunuzun düşmesine ve hayat enerjinizin azalmasına neden olacaktır. Kendinizi sevmeyecek, her aynaya baktığınızda da belki yıpranmış, üzülmüş, huysuz ve bir o kadar da itilmiş kadın/adam göreceksiniz. Bunu yaşamak ister miydiniz?
Kim yaşamak ister ki?! O halde kendinize şunu daima hatırlatmalısınız, fazla cesaret hayatınızı kolaylaştırmak yerine zorlaştıracaktır. Cesaret ettiğiniz konular bir gün omuzlarınıza yük olacaktır. Bu nedenle aldığınız risklerin boyutuna dikkat etmelisiniz. Riski düşük ama geleceğinizde büyük adımlar atmanızı sağlayacak hedeflerinize yönelmeli, bu alanlarda cesur olmalısınız.