“Duygusal zeka” olarak bilinen ve kısaca “EQ” olarak adlandırılan bu zeka, iş yaşamındaki motivasyon, verimlilik, stres yönetimi ve karar alma, uygulama ve planlama süreci ile direkt olarak ilişkilidir. İş hayatında emin adımlar atılabilmesi, doğru kararlar alınabilmesi ve başarılı bir kariyere sahip olunabilmesi için duygusal zeka da kullanılmalıdır. Çünkü bu zeka, kişilerin sahip olduğu zeka kapasitesinin açığa çıkarmasını sağlamakla beraber kararlarını etkili bir şekilde nasıl kullanılabileceğini gösteren, kendi duygularını tanıma imkanı veren ve anlama yeteneğin ortaya çıkaran yöndür.
İş Hayatınızda Duygu – Mantık Dengesini İyi Yapın
Karar alma sürecinde her ne kadar mantıklı davranılması gerekse de duygulara da söz hakkı verilmelidir. Kimi zaman sadece mantık ya da duygu yüklü hareket etmek pişmanlık getirebilmektedir. Fakat mantık ve duygu kontrolünün yapıldığı, ortak bir şekilde iki zekanın da kullanılarak alındığı kararlar beraberinde başarıyı, mutluluğu ve huzuru getirecektir.
Bu nedenle iş yaşamında duygusal zeka önemsenmelidir. Gerekli analizleri yapmak, stres yönetiminde başarılı olmak ve motivasyon arttırmak için bireylerin duygusal zekaya sahip olması gerekir. Fakat duyguların esiri de olunmamalıdır. Duygu kontrolünün başarılı bir şekilde yapılması bireyin profesyonel bir duruşa sahip olmasını sağlar. Dolayısıyla çeşitli durumlarda olumsuz duygular ile alınacak kararlara karşı birey tedbirli bir hale gelir. Sosyal hayatımızda duygularımızın esiri olmak nasıl ki zarar verici olabiliyorsa, bu iş yaşamı için de geçerlidir. Duygu durumlarımızı kontrol altında tutabilmek ve mantıktan ayrılmamak iş yaşamının en önemli parçasıdır.
İş Yaşamında Motivasyonun Önemi
İş hayatında; motivasyon, iletişimde etkili olma, özgüven, karar verme yeteneğinin gelişmiş olması, empati kurabilme yeteneği, kişinin kendi duygularını doğru yönetebilmesi gibi kazanımlar duygusal zeka seviyesi yüksek olan kişilerde daha sık görülür. Bu özellikler kişiye ayrıca liderlik özelliği de kattığı için çalışma hayatında lider olmak o kişiler açısından kolaylaşır. İş yaşamında sahip olunması gereken teknik bilgiler ve o işle ilgili yeterli donanıma sahip olmak gibi özelliklerin yanı sıra duygusal olarak zeka becerilerine sahip olmak da bireylerin iş alanındaki performanslarını doğrudan ve olumlu yönde etkiler. Performansı ve motivasyonu yüksek olan bireylerin verimliliği artar. Bu artış sonucunda çalışma hayatında başarı kaçınılmaz olur ve kendiliğinden gelir.
Takım çalışmaları açısından da motivasyon oldukça önemlidir. Bir insanın hem kendisini hem de takım arkadaşlarını motive edebilmesi için duygusal zekasını ön plana çıkarması gerekir. Sözlü ve yazılı iletişim becerileri beynin duygusal zeka bölümüyle ilgilidir ve etkili iletişim becerileri aracılığıyla insanlar motive edilebilir. Dolayısıyla duygusal zekanın, takım arkadaşları ile yapılacak projelerde de etkisi vardır. Etkili bir lider motive etmek haricinde, takım arkadaşlarına doğru yolu da gösterebilmeli ve çeşitli stratejiler üreterek performansı tetiklemelidir. Tüm bu becerilerin geliştirilmesi de kişisel gelişime bağlıdır. İş yaşamında kişisel gelişimine önem vermeyen bir personel başarılı olsa da kısa soluklu olacaktır.