“Ego şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.” – Sigmund Freud
İd, Ego, Süperego ve Ben
Freud’a göre id, ego ve süperego insan zihninin katmanlarıdır. Bu katmanlar birlikte yer alır ancak farklı düzlemlerde görevlidirler.
İd – Alt bilinç: Temel ve en ilkel benlik olan id, zevk temelli istekler ve aşır ısrarcı temek enerjinin çıkışıdır. Kaynağı ise cinsellik, açlık gibi ihtyaçların bencilce karşılanmasıdır.
Ego – Benlik: Ego, id ve süperegonun dengeleyici unsurudur. Görevi ise kişisel güvenlik ve alt bilincin bazı isteklerine izin vermektir. İd ve süper ego arasında sağlam bir denge varsa, o insanların da daha güçlü egoları olur.
Süperego – Üst benlik: Süperego sürekli id ile savaş halindedir. Onun ihtiyaç ve talepleri ile çatışır ve saldırgandır. Tabuları ayakta tutan süperego, ahlak, vicdan, yasaklar gibi konuları çevreye uygun gerçekleştirir.
Ben: İnsanın kendine özgü bedensel ve ruhsal bütünlüğünü algılayışının soyut ve genel ismidir. Ben kaynağı ve içeriği, bilinçli, bilinçöncesi ve bilinçdışa olarak ortaya çıkabilir. Yapısı gereği, gerçeklik ilkesinin baskısı içerisindedir. Görevi ise, kişiliğin korunması, çatışmaların çözümlenmesi ve gerçeğe uygunluktur. İdeali, öncelikle narsisizm olsa da çevremiz ve ailemiz ile ikincil narsisizm seviyesine iner.
Freud’a Göre Zihnin Oluşumu
Sigmund Freud, 1930’lu yıllarda, toplumsal ve ruhbilimsel araştırmalar yaparak, bilinci 3 farklı ruhsal kategoriye ayırmıştır. Bu da insanın toplumdaki sosyal durumunu çözümlemeye yardımcı olur. Birinci Dünya Savaşı ile gerçekleşen yıkım ve ölüm ile vicdan olgusunu sorgulayan Freud, insanın karar ve yargı mekanizmasını çözmeye çalışmıştır.
Freud’un çürütülmesi imkansız tezleri ile, insan zihnine açıklık getirilmiştir diyebiliriz. Freud, id için doyumsuz bir hayvan ifadesini kullanmıştır. İd, ihtiyaçlarımıza göre yönlenen, durdurulması zor, eleştiri kabul etmeyen ve güdüsel olarak şekillenen yanımızdır. Aç olduğumuz zaman gözümüzün hiçbir şey görmemesi id nedeniyle gerçekleşir. İd ve süperego savaşını daima id kazanıyorsa, o kişi vicdani yönden zayıftır.
Denge görevi gören ego ise, çevre ve doğa ile id arasında yer alır. Doğa ve çevrede bulunan maddelerin uygunluğunu tarafsız olarak kontrol eder. Eleştirel bir yapıya sahiptir ve güdüleri durdurmaya çalışır. Aç olan kişi alt bilinci ile hareket ettiğinde, benlik ona uygun bir zaman dilimi sunarak onu dizginler.
Süperego ise değerlere ve kurallara önem verir ve kişiyi o yöne doğru iter. İd ve süperego savaşında süperegonun kazanması, o kişinin vicdanını gösterir. Süperego bir nevi vicdan gibidir. Emirlere ve yasaklara uyar, iyi ve kötüyü birbirinden ayırdığımız çağımızda gelişir ve olgunlaşır. İçselleştirdiğimiz, anne, baba, okul, çevre gibi konularda kendi kurallarımızı ve değerlerimizi oluşturmamıza yardımcı olur. Yere çöp atan ve atmayan insanların bunları bir değer ve kural olarak görüp görmemesi süperegosuna bağlıdır.