İllaki sakız çiğnemişsinizdir. İlk başta güzel bir aromayla başlar, sonra üzerinden zaman geçer ve tadı değişir, zaten biliyorsunuz. Sakızı çiğnedikten sonra bazılarımız çöpe, bazılarımız maalesef yere atar, bazılarımızsa daha sonrası için güvenli bir yere saklar.
Peki geçmişle sakız arasındaki bağlantıyı biliyor musunuz?
Geçmiş, sakız gibidir. Bazılarımız yaşadıklarını atar, bazılarımız saklar. İlk yaşandığı anda çoğu şey güzeldir. Bazı anılar sonradan güzelleşir, “sulugöz” gibi. Hepimizin o an üzüldüğü ancak üzerinden zaman geçtikten sonra hatırlayıp güldüğü anılar gibi.
Geçmiş de böyledir işte. Yaşadıklarımız kimi zaman tatlı kimi zaman ekşidir. Bazı anılarımızın süresi daha uzun, bazıların kısadır.
Hayatı, virajlarla dolu olsa da düz bir çizgi gibi düşünün. İç dünyanız nasılsa, yollarınız da öyle olsun. İster çicekler, çalılar ister mumyalar, bataklıklar. Bu yolda çiğnediğimiz her sakızı, ayrılma vakti geldiğinde bırakır yolumuza devam ederiz. O noktaya geri dönüp yürümek zaman kaybıdır. Yollar tozlu olduğu için de geri almak sağlığa zararlı olabilir. Artık sakız, arkamızda kalmıştır.
Geçmişte böyledir işte. Bugünümüze göre geride kalmış olan anılarımızdır. Süresi dolmuş yaşanmışlıklarımızı iyi kötü ayırt etmeksizin anlatır dururuz. İyi ve kötü anıların arasından ters bir orantı vardı. İyi anıların paylaştıkça mutluluk saçarken, kötü anılar paylaştığında mutsuzluk saçar.
Daha da kötü olmuş tadı ağzına hızla yayılır. Hatta bir süre o tadı misafir edersin. Bu da geçmişten kurtulamamak anlamına geliyor bence. Dünyanın en güzel lezzetleri bile bazı zamanlar o tadı silemez.
Ne diş fırçalamak, ne ağız bakım suları ne de gargara…
Geçmişin sakız gibi sündüğünü aklından çıkarmamalısın. Zaten kötü anılarımızı bıraktığımız noktadan sürekli sündürerek şu ana taşırız. Bazılarımızsa o noktadan şu anki noktaya kadar peşinden sürükler. Sakızı çektikçe sakız uzar gider.
Bırak Sakızı!
Arkana dönüp baktığında çok yol katettin. Neden kendine eziyet ediyorsun? Neden ya da neyi kabullenmiyorsun? Gerek senin gerek başkasının hatası seni böyle bir duruma getirmişse affedici olman gerek. Çünkü affedersen, kazanırsın. Geçmişle savaşın biter ve kazanan olursun.
Kazanan Olmak İster Misin?
Yaşadığın her şey seni olman gereken kişi haline getirir. O zaman neden kötü olaylarında iyi olduğunu göremedin? Şu an güvensizlik, üzüntü gibi duygular yaşıyorsan, yaşamamalısın. Çünkü senin canını yakan kişi başka bir ambalajla tekrar karşına çıkamaz. Tadı bozuldu bir kere. Bu yol senin yolun ve sen bu yolu istediğin gibi dizayn edebilirsin.
Bataklığa dönüştüğünü düşünüyorsan, kurtul oradan. Seni sen yapan geçmişin bakidir. Bataklık, su göllenmelerinin görüldüğü yerlerle olur. Temizle! Düzelt! Kurtul!
Benim canımı çok yaktı değil, canım yandı ama geçiyor.
Ben eskiden böyle değildim değil, ben hatalarımdan ders çıkardım artık daha güçlüyüm.
İnan bana, o canını yakmasa başkası yakacaktı. Hayatından sen, sen olduktan sonra daha da güçlü olacaksın.
Marketlerde para üstü yerine verilen sakızları, anısı var diye baş üstünde tutmayı bırak. Geçmişinin geleceğine gölge düşürmesine izin verme!