Kıskançlık her ilişki içerisinde hissedilen doğal duygulardan biridir. Fakat aşırı kıskançlık ya da kıskanılma isteğinin iç yüzü bu kadar masum değildir. İlişkinin ilk basamaklarında karşınızdaki insan tarafından kıskanılmak ya da onun kıskançlığına şahit olmak, size değer verdiğini gösteren ya da sevgisini belli eden bir işaret olarak algılanabilmektedir. Lakin insan davranışları zaman içerisinde şiddetini değiştirmektedir. Bu şiddet azalabilmekte ya da artabilmektedir. Kıskançlık adı altında hissedilen duygu aslında özgüven eksikliği de olabilmektedir.
Genellikle kıskançlık duyan kişiler “Seni çok sevdiğim için kıskanıyorum” gibi bir cümlenin arkasına sığınmak isterler. Bunu normal bir durummuş gibi yansıtmaktan gocunmazlar. Fakat gerçekte kıskanan kişinin kendisine şunu sorması gerekir, “Neden onu kıskanıyorum?”. Bu soru pek tercih edilmez. Kimse gerçekten neden o kişiyi kıskandığını kendisine açıklamak istemez. Kıskançlıkla hareket eden tarafın bunu bir sorun olarak görme olasılığı ne yazık ki çok düşüktür. Aksine kendilerinin karşı tarafı sahiplenmek istediklerini düşünmeyi tercih ederler. Oysa kimsenin temel ihtiyaçlarını karşılamak dışında sahiplenmeye gerek duymayacağını düşünmezler.
Kıskançlık Özgüven Eksikliğinin Başlangıcıdır
İlişkiniz içerisinde partneriniz aşırı derecede kıskançlık duyuyor ise bu özgüven eksikliği yaşadığının bir kanıtıdır. Kendine güvenen, değer veren ve saygı duyan hiçbir insan aşırı derecede kıskançlık duygusu ile mücadele etmek zorunda kalmamaktadır. Bir insanda yaşanan özgüven eksikliği ile yaşadığı yetersizlik duygusu, aşağılık hissi ve kıskançlığı doğru orantılıdır. İlişki için kendisini yetersiz gören taraf, kendisini değersiz hissedeceği için kıskançlığını daha şiddetli göstermeye daima eğilimli olacaktır.
Kıskançlığın gösterildiği taraf, ilişki içerisinde kendisini aşağılık psikolojisine de kaptırmaktadır. Partnerini kendisinden çok yüksek gördüğünde ilişki için yeterli olmadığını düşünür ve ilişkiye olan inancını yitirir. Bu durumda da kıskançlığı ortaya çıkacaktır. Kendini kontrol etmek de zorlanan hareketler, çeşitli kısıtlamalar (kıyafete karışmak, eve giriş – çıkış saatlerine karışmak, iletişimde bulunulan insanlara karışmak vb. gibi) gelecektir. Bu durumda sorun partnerde değil, kıskançlığı yaratan kişidedir.
Doğru İletişim Kurmak Problemi Çözebilir
Bu durumlarda partnerlerin yapması gereken kısıtlamalara uyum sağlamak değil, kıskançlığı yaratan kişi ile doğru bir şekilde iletişim kurmaktır. Kurulan iletişimde dikkatli olunması ve mutlaka “ben dili” ile konuşulması gerekir. “Bu kadar kıskançlık yapmana üzülüyorum.” ve benzeri cümleler kurmak doğru olacaktır.
Partner ile yapılan konuşma sonucunda onu sevdiğinizi gösteren hareketler içerisinde bulunmanız da bu durumu düzeltebilir. Fakat bazı ilişkilerde kıskançlığın şiddetine bağlı olarak fiziksel ve psikolojik şiddetler görülebilmektedir. Eşinizden yana psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünüzü düşünüyorsanız, mutlaka ilişkinizi sonlandırmalısınız. Çünkü her davranış katlanarak ilerler. Bu katlanma zamanla ağır darbelere yol açabilir. Kendi ruh ve beden sağlığınızın ilişkinizden daha önemli olduğunu unutmamalısınız. Kendinize verdiğiniz değer, saygı, sevgi her zaman bir başkasının verdiğinden daha önemlidir. Bunu da ancak ve ancak kendinize güvenerek yapabilirsiniz. Her zaman kendinize güvenin!