Hangi yaşta ya da hangi kariyer aşamasında olursanız olun hayatınızda size değer ve fayda katan alışkanlıklara sahip olmanız gerekir. Bu alışkanlıklar hem yaşam kalitenizi hem de profesyonel yaşamınızdaki verimliliğiniz, performansınız ve üretkenliğiniz ile yakından ilişkilidir. İş hayatında başarı isteniyorsa, alışkanlıklar doğru bir şekilde yönetilebilmelidir.
Yapılan araştırmalara göre yeni bir alışkanlığı kazanmak için o alışkanlık en az 21 gün boyunca tekrar edilmesi gerekir. O 21 günlük süreyi tamamlayabilmek ve bir alışkanlık kazanabilmek için planlı ve sistemli olunması gerekir. İş hayatındaki alışkanlıkları yönetme rehberi hakkındaki ilk ipucu, organize olmaktır.
Emeklemeden Koşmayın
Aslında bakıldığında genel olarak hayat içerisinde yapılan en büyük hata, emeklemeden koşmaya çalışmaktır. İnsanlar, kolay ve kısa yoldan bir başarı elde etme arzusu içerisinde olurlar daima fakat bir başarıyı elde etmek, o kadar basit değildir. Tek seferde birden fazla alışkanlığı nasıl ki hayatınıza aynı anda katamazsanız, başarıyı da emeklemeyi öğrenmeden elde edemezsiniz.
İş hayatındaki kişisel gelişiminize önem vermek amaçlı, sektörünüzle ilgili her gün 5 adet haberi okuma alışkanlığı elde etmek istediğinizi varsayalım. Bu, basit görünse de zorlu bir alışkanlık olacaktır. Alışkanlık kazanmanın en zor yönü, bu alışkanlık için hayatınızdan zaman ayırmaya çalışmaktır. Her gün 5 adet haber okumak için gününüzün en az 1 saatini alışkanlığınıza ayırmanız gerekir. Üstelik bunu düzenli bir şekilde, her gün aynı saatte yapmanız şarttır. Ancak ve ancak zorlu alışkanlıklar bu sayede kazanılır.
Verimli bir alışkanlık kazanmak ve iş hayatında ciddi bir başarı elde etmek için küçük adımlar atılması gerekir. Günde 10 haber okumaya çalışmak, zordur. Fakat hedefinizi 5 gibi küçük bir rakamda tutarsanız, alışkanlığı daha çabuk kazanabilirsiniz. Hatta ilk haftalar için bu sayıyı 3 olarak da yapabilirsiniz.
Pürüzsüz Bir Süreç Yoktur
İnsanlar, alışkanlık kazanmayı genelde herhangi bir konuda beklenti içerisine girdiği için yapmak ister. Örneğin sağlıksız beslenen biri tartıda 5 kilo aldığını görürse, ertesi gün sağlıklı beslenmeye geçiş yapmaya karar verir ve sağlıklı beslenmek bir alışkanlıktır. Bireyin buradaki beklentisi kilo vermektir. Eğer birey kilo verdiğini görürse, alışkanlığını devam ettirmek isteyecektir. Kilo veremezse kazanmaya çalıştığı alışkanlıkta körelmeler görülecektir.
Bu tip pek çok pürüz, alışkanlık kazanırken karşı karşıya kalınabilen durumlar içerisinde yer alır. Fakat ne iş hayatında ne de özel yaşamda pürüzsüz geçen bir süreç yoktur. Tersliklerin olmaması da problemdir, fazla bir şekilde olması da. Önemli olan her şeyin hesaplandığı gibi gitmeyeceğini de bilip, bir B, C, D veya E planı oluşturmak ve her türlü riske karşı hazırlıklı olmaktır. Bu durum iş hayatında stres yönetiminde başarılı olunmasını da kolaylaştırır.
Pürüzlü bir süreçten geçiyorsanız, Alışkanlıkların Gücü kitabının yazarı olan Charles Duhigg tarafından kaleme alınan ve “Kırılma Noktası” olarak tanımlanan şu sözleri kendinize mutlaka hatırlatmalısınız:
“Acı, rahatsızlık veya sizi raydan çıkarma ihtimali olan bazı sıkıntı verici şeylere maruz kalacağınız noktalardır. Bunları önceden planlamak ise çok önemlidir.”
Demokles’in Kılıcı
Demokles’in Kılıcı hikayesini duymuş muydunuz? Duymadıysanız hikaye şu şekilde gerçekleşir:
“Dionizios fakir bir aileden gelen, açgözlü olmayan, eşitlik kavramını benimseyen bir kraldır. Bu kralık Demokles adında yardımcısı vardır. Dionizios ne kadar iyi biriyse, Demokles tam tersidir. Kraliyet yaşamındaki lükse, zenginliğe taparcasına bağlıdır. Dionizios’u kimi zaman kıskanmaktadır. Yaptığı işe imrendiğini ve ne kadar rahat olduğunu sürekli olarak dile getirmektedir. Demokles’in kendisine sürekli olarak imrendiğini bilen Kral Dionizios, yardımcısı Demokles’in bir haftalığına kral olmasını ister. Bunu duyan Demokles pek bir sevinir ve bu görevi seve seve yerine getireceğini söyler. Bu söyleminden sonra tahta oturduğu sırada tepesinde bir at kılına bağlı kılıcın sallandığını gören Demokles, şaşırır ve korkar, tahttan inmek ister.”
Burada at kılına bağlı olan kılıç, aslına bakılırsa bir nevi metafordur. Güç ve mevki sahibi olan birinin yaşadığı riskten bahseder. Tek bir yanlış hamleyle o at kılı kopabilir ve Kralın ölümü gerçekleşebilir.
Yeni bir alışkanlık kazanmak da Demokles’in Kılıcı hikayesindeki kılıç gibidir. Tahtın altında oturmak riskli ve korkunçtur. Alışkanlık ise kılıç gibi keskindir. Alışkanlığı yalnızca riski göze alabilen, öz disipline sahip ve cesaretli olan kişiler kazanabilir. Bir alışkanlığa bağlı kalmak, zordur. Önemli olan sürdürülebilir kılmak olduğu için bu duruma uygun davranma sırasında değişime tepki göstermeniz normaldir. Fakat her vazgeçmek istediğinizde kendinize kılıcın keskinliği hatırlatırsanız, başarınız ikiye katlanabilir…