İş yaşamında mantıksal bir zekaya sahip olmak kadar duygusal zekaya sahip olmak da önemlidir. Nesnel bir düşünceye sahip olmak, yalnızca mantık çerçevesinde oluşmaz. Duygularımız da nesnelliğimize etki eder. Kimi zaman nesnel bir düşünceyi ortaya koymak ve uygulamak zor olabilir. Bunun için somut bir veri elde etmek gerekir. Bu somut verinin ortaya çıkışında da fiziksel ve ruhsal anlamda hissettiklerimizi, düşündüklerimizi ve fikirlerimizi ortaya koymamız şarttır.
Kafamızın içerisinde planladığımız her şeyi kağıt üzerine dökmek istediğimizde kimi zaman kelimelerin yetersiz kaldığını ya da kendimizi yeterince ifade edemediğimizi düşünebiliriz. Bu durum her personel için geçerli olmasa da yazı yazmak, hayalimizi ya da hedeflerimizi yazıya dökmek, konuşmaktan daha zor gelebilir. Beynimizin içerisinde dönen binlerce düşünceye hakim olmaya çalışırken nasıl olur da bu hayalleri ve hedefleri anlatacak doğru kelimeyi bulabiliriz?
Terapötik Güç Nedir?
Tam da bu noktada karşımıza, “terapötik güç” kavramı çıkacaktır. Bu güç, insanın belli bir zaman diliminde yaşadıklarını doğru bir şekilde ifade etmesini sağlayan “yaratıcı yazı” tekniğidir. Kişisel gelişim bakımından da mesleki alanınıza sunacağınız altın bir bilettir. Neden mi? Çünkü yazı yazmak, kendi iç dünyanıza keşif sürecini başlattığınız bir adımdır. Duygularınızı, kendinizi, düşüncelerini keşfetmek istiyorsanız bu sürece adım atmanız gerekir ve iş yaşamında başarılı olabilmenin altın kurallardan biri de duygularınızı ve düşüncelerinizi kontrol altında tutmaktadır. İşte o duygu ve düşüncelerin kontrol altında tutulmasını sağlayan şey de yazmaktan geçer, yani terapötik gücünüzden!
Terapötik gücünüzü ortaya çıkarmak için başlangıcınız bir günlük tutmak olabilir. Günün büyük bir bölümünü iş yerinizde, çalışma arkadaşlarınızın yanında geçiriyorsunuz. X kişisi ile konuşurken kendinizi nasıl hissediyorsunuz ya da Y kişisi sizden yardım istediğinde o an kafanızın içerisinden neler geçiyor? Gün içerisinde yaşadığınız duygu ve düşünce değişimlerini not altına almanız, duygularınızı nasıl kontrol edeceğiniz konusunda size ışık tutar.
Kendinizi Zenginleştirmenin İlk Adımıdır
Eğer varlıklı bir ailenin çocuğu ya da üzerine tonla miras kalan biri değilseniz, kolay yoldan zengin olmanız neredeyse imkansızdır. Peki asıl zenginlik para mıdır? Her ne kadar bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişim gösterse de para elde edebilmek ya da yüksek bir maaş almak için herhangi bir özelliğinizin güçlü olması gerekir. Kaleminiz güçlü ve sağlam olursa, düşüncelerinizin de sağlam olduğunu gösterirsiniz ve iş yaşamında “düşünceleriniz” sağlam olursa, tahtınızı yıkabilecek biri de karşınıza kolay kolay çıkmayacaktır.
Terapötik gücünüzü geliştirmek, tahtınızın sallanmasını engelleyecekse, bu gücü ortaya çıkarmak için ne yapmanız gerekir? Az öncede belirttiğimiz gibi, ilk adımınız günlük tutmak olmalıdır. Günlüğünüzün içerisini bir sanat eseri yazıyormuş gibi doldurmanıza da gerek yoktur! Yaratıcılık, bir sanat eseri oluşturmak değildir. Yaratıcı olmak “herkes gibi düşünmemek” yani, farklı olmak demektir. Kendinizi geliştirmenin ve zenginleştirmenin yolu da yaratıcı olmaktan geçer. Fikirlerinizi belirtmek yaratıcı olmak değildir fakat bir fikir üzerine kendi fikrinizi koyarak yeni bir stratejik çözüm geliştiriyorsanız, evet, siz yaratıcı bir bireysiniz!
“Hiçbir kişisel çıkar bulunmadığı zaman; iyi yazılır, iyi düşünülür. – Henri Frédéric Amiel Suche”