Gerek iş yaşamında gerek özel yaşamda kalp ile mantığın ortak bir fikirde buluştuğu çok nadir görülür. Kalbiniz başka yolu seçmenizi isterken, mantığınız tam tersi bir yönde karar vermek ister. Kimi zaman mantığınızı dinlemeniz gerektiğini adınız gibi bilirken kalbinizi dinlemeyi tercih edebilir veya tam tersini yapabilirsiniz. Hangisini dinlerseniz dinleyin, bir gün pişman olmamak adına ikisi arasındaki dengeyi bulmanız gerekir. Genel olarak yaşamımız kalbimizle mantığımız arasında verilen kararlar arasında mekik dokumaktan ibarettir.
Mantığınızla istediğiniz şey de sizi bulur, kalbinizle istediğiniz şey de. Önemli olan mantığınızı dinlerken kalbinize de fikrini sorup sormamaktan geçer. Mantıklı karar vermek önemlidir, fakat bu karara kalbiniz karşıysa ne kadar başarılı olursanız olun bir süre sonra içsel huzura ve mutluluğa sahip olamayacağınızı gösterir. Kimi zaman içsel huzuru yakalasanız da yeterince başarılı olamadığınızı fark edebilirsiniz. Bu noktada da karar alırken kalbinizin ağır basması ve mantığınızı bir nebze devre dışı bıraktığınızı göstermektedir. Peki karar alırken ve verirken mantığınızı dinlemek mi daha iyidir kalbinizi dinlemek mi?
Hayat, sonucunu bilmediğiniz yollardan ibarettir ve hangi yola çıkarsanız çıkın, belirsizlik insanın endişe, kaygı ve korku duymasına sebep olan bir durumdur. Bu nedenle bir karar almak ve bu kararı uygulamak oldukça zordur. Bireysel ve çevresel faktörler karar alırken etkilidir. Bu kararlar alınırken mantığın ön planda tutulması gerekir. Kişisel ve çevresel SWOT analizi çıkartmak gerekir. Bu analiz çıkarılırken mantık çerçevesinde bir analiz yapılmalıdır. Duygusal açıdan baskın bir analiz çıkartmak, gelecek hedefler ve planlamalar açısından olumsuz bir etkiye sebep olur. Duygusal zekanın ileriki safhalarda kullanılması gerekir.
Mantık çerçevesinde oluşturulan plan ve hedeflerinizde kendinize sormanız gereken temel soru şudur: “Kalbinizden ne yapmak geçiyor?”. Bu soru oldukça geneldir. Alacağınız kararlarda ilerleyeceğiniz yolu belirlerken mutlaka sorulması gerekir. Başarıyı elde ederken ilerleyeceğiniz yollar birden fazladır. Hangi yolu tercih ederseniz edin, içsel ve fiziksel olarak kendinizi tatmin edecek olan yol, en doğru seçimdir. Alacağınız kararın 6 saniye, 6 dakika, 6 gün, 6 ay ve 6 yıl sonrasını düşünmeniz ve planlamanız gerekir. İlk 6 saniye ve ilk 6 ay alınacak karar açısından en önemli zaman dilimidir. Bir kararın ilk veri sonucu, ilk 6 ayda çıkmaktadır.
Mantık ve duygusal zeka arasında seçim hiçbir zaman yapmamalısınız. Önemli olan iki zeka türünüzü de aynı anda kullanmaktır. Bir karar alırken önce mantıklı gelmesi ardından da sizi tatmin etmesi gerekir. Başarılı bir yol, iki zeka türünü de kontrol ederek hareket etmekten geçer. Büyük kararların sonucunda başarısız olsanız bile “Denedim, olmadı. Mantığım ve kalbimle tercih ettiğim yolda başarısız oldum. Fakat bu durumu düzeltecek bir yol bulmalıyım.” demeniz gerekir. Bu vicdan ve beyin rahatlığıdır. Alacağınız kararın tamamen size ait olması, o karar başarısızlıkla sonuçlansa bile daha çabuk kabullenme sürecine girmenizi sağlar.