“Hiç kimse siz izin vermedikçe sizi değersiz hissettiremez. – Eleanor Roosevelt”
Arkadaşlarınız, aileniz, sevgiliniz, eşiniz, patronunuz ya da iş arkadaşlarınız… Hayatınızda öğrenmeniz gereken altın kurallardan biri, sizi herkesin sevemeyeceğidir. Hayatınızda mutlaka kuyunuzu kazacak, sizi kötü duruma düşürecek, utanmanıza ya da işinizi kaybetmenize neden olacak, hata üstüne hata yaparak yenilmenize neden olacak biri olacaktır. Bu kişi çok yakınınızda da olabilir, uzağınızda da. Fakat ben her zaman için kötülüğün en yakınınızdan geleceğini düşünür, inanırım. Yeşim Salkım’ın çok sevdiğim bir sözüdür, “Benim hiç yabancı düşmanım olmadı. Hepsine kahve ısmarlamışlığım var”.
O kadar doğru ki! Yaşamınızda size gelen kötülüklerin, kimlerden geldiğine şöyle bir bakın. Fakat önce kendinize bakın. Çünkü arkadaşınız, dostunuz, sevgiliniz, eşiniz ya da çevreniz kimse, bu sizsiniz. Ne tarafa dönerseniz dönün, kendinize ait bir parça göreceksiniz. Belki çok fazla dedikodu yapan bir arkadaşınız var, belki yalan söyleyen… Belki eşini aldatan birine sahipsiniz, belki de hatalarını başkalarına yüklemekle meşgul olan bir iş arkadaşınız var. Tüm bunları siz de yapabilirsiniz. Neyi yapabilecek potansiyele sahipseniz, çevrenizdeki insanları da öyle tercih edersiniz. Bu nedenle, çevrenize iyi bakın, siz oradasınız.
Siz Kimsiniz?
Yaşınız 18’e geldiğinde ve geçtiğinde kendinize şu soruyu sormalısınız, “Ben kimim?”.
Bu soru oldukça önemlidir. Nasıl bir karakteriniz var? Neleri yapmaktan hoşlanıyor, nelerden hoşlanmıyorsunuz? Nasıl bir insansınız? Nelerden konuşmaktan keyif alıyorsunuz? Siz gerçekten kimsiniz? Zaaflarınız neler ve en büyük yenilginiz ne? Hangi konuda kırılıyor, hangi konuda güçlü kalabiliyorsunuz?
Bu soruların cevabını verip, kim olduğunuzu bulmalısınız. Eğer yanlış kararlar vermek istemiyorsanız hayatınızda, yaşamınızı paylaşacağınız insanlara da dikkat etmelisiniz. Çünkü yanlış aldığınız kararlar önce duygularınızı, sonra sizinle birlikte tüm çevrenizdeki insanları etkileyecektir. Çünkü alınan bir yanlış karar, bir sonrakini doğuracaktır. Hatalarınızı saklamak isterken en çok kendinize yabancılaşmaya başlayacak, bir süre sonra da kendinizi tanıyamayacaksınız. İşte o zaman yine kendinize şu soruyu sorarken bulacaksınız, “Ben kimim?”.
Bir zamanlar cevaplamadığınız, kim olduğunuzu öğrenmediğiniz her şey için bir gün pişman olacak, kendinizi sorgulayacaksınız. Bu durumu önlemek için neden şimdi kendinize bu soruyu sormuyorsunuz? Üstelik bir tek bu alanda değil, karşılaşabileceğiniz tüm kötülükler için bu soruyu sormalısınız. Kimi zaman önceden önlem almak, alternatif stratejiler düşünmenizi ve kuyunuzu kazacak her kim varsa, her kimden kötülük gelecekse fark etmenizi sağlar.
O Kim?
Kim olduğunuzu bulduktan sonra sormanız gereken bir diğer ve son soru, “O kim?” olmalıdır. Karşınızdaki insanın kim olduğunu bilmek, her seferinde size kim olduğunuzu hatırlatacaktır. Bu nedenle kim olduğunuzu bilmek istiyorsanız, çevrenizdeki her bir insan için de bu soruyu sorun.
Farklı kişilikler tanımak aynı zamanda bakış açınızı değiştirecektir. Ortak noktalarınız ve özellikleriniz olduğu gibi sizi her insandan ayıran bir özelliğiniz de mevcuttur. Bu noktanızı keşfetmek zaaflarınızı, güçlü ya da zayıf yönlerinizi keşfetmenize yardımcı olur.