İnsanoğlunun en büyük isyanı nedir? Pes etmeden düşünmesi ve yaratması değil mi? Bir taş parçasını alıp elektriğe çevirmeyi kim düşünebilirdi ki veya ateşi alıp geleceğini onun üzerine yazmayı kim düşünebilirdi doğada insandan başka? Peki, nasıl oluyor da insan bunun hayalini kurabiliyor ve bu hayalini zihninin engin denizlerine atıp düşüncelerine ve fikirlerine karıştırabiliyor?
Burada hikayemize hepimizin çok iyi bildiği ama bir türlü yapamadığı bir kelime giriyor; o da yaratıcılık! Yaratmanın temelinde ne yatar? Bağları olan bir kukla yaratabilir mi? O zaman ilk önce bağlarımızdan kopmamız gerek. Bağları olan yaratamaz hayallerimizi sınırlamadan kuralım her şeyin hayalini kuralım ve hayallerimizi yapabilir miyiz acaba diye düşüncelerimize katalım.
Yaratırken birey olmaya özen gösterin. Bir cep telefonuna yeni bir kamera koymak yaratıcılık değildir ama cep telefonunu bir gözlüğe hatta bir kontak lense entegre etmek bu yaratıcılıktır. Sürü zihniyetinden kurtulun, kolektif zihniyetten kurtulun biz demeyi bırakıp ben demeye başlayın ki kendi hayallerinizin neler olduğunu görün.
Korkma Yap
Eylemlerinizin sonucundan korkmayın. Hayaller fikirlere ve fikirlerden eyleme geçmediği sürece zihninizin bir köşesinde kalmış kapalı bir sandıktan farklı değildir. Unutmayın ki sandığın içindeki altının size hiç bir faydası olmaz. Sandığı açın içinden altın çıkarsa ne mutlu canavar çıkarsa canavarı yenin ve diğer sandığı aramaya koyulun. Kafanızdaki fikirleri uygularken “İnsanlar ne der?” demektense “Bu yaptığıma insanların ihtiyacı var mı?” diye sorun. Yapmak istediğiniz belki de sadece bir duvara seni seviyorum yazmaktır. Ama o yazıyı okuyan da küçük de bir gülümseme yaratabiliyorsanız güzel bir eylem yapmışsınız demektir ve o duvara daha önce kimse sevdiğini söylemeyi akıl edemediyse çok da güzel bir yaratıcılık yapmışsınız demektir.
Doğayı dinleyin ve izleyin bazen de taklit edin doğadan uzak bir yaratıcılık düşünülemez. Dünyanın en güzel şarkısı sizin için nedir? Bir başkası için muhabbet kuşlarının sesleri olabilir öteki için de dalgaların kıyıya vuruşu. Peki, dünyanın en güzel dansı nedir sizin için? Bir başkası için balinaların aşk dansı olabilir bir öteki için de bir şempanzenin ağaçların dallarında yaptığı akrobatik dans figürleri olabilir. Doğa bizim yaratıcılığımızın ham maddesidir unutmayın siz doğadan kopya çekmeyeceksiniz onu izleyecek ve ondan mükemmel bir şey yaratacaksınız. Bundan sadece 150 yıl öncesine evlerimizi ısıtan ve aydınlatan ateş bize doğanın verdiği bir hediyeydi ama ateşi kontrol etmeyi ve evimize hatta günümüzde cebimize kadar sokmayı becermek işte o bizim yaratıcılığımız idi.
Kendine Güven Kendine İnan Hayallerin Senin
Çevrenizdeki tek boyutlu insanlardan kaçının. Tek yolu olan tek doğrusu olan insanları görmezden gelin hatta size doğru yolu göstermelerine asla izin vermeyin. İnsan tek bir duygu ile yaşayamaz aynı şekilde hayatının tamamını tek bir yemeği yiyerek de yaşayamaz. Tek bir hayal ile de yaşayamaz. Hayalleriniz sizindir ve onlar yüzlerce hatta binlerce bile olabilir. Unutmayın ki hayalleriniz fikirlerinizin ve yaratıcılığınızın temelini oluşturur. Bir düşünsenize limonlu ve çikolatalı dondurmalar birbirinden ayrı şekilde çok güzeller peki neden onları karıştırmayı hayal etmeyelim. Hayal ettik hadi bir deneyelim elde ettiğimiz dondurma güzelse dünyaya harika bir lezzet daha kattık değilse bir daha ki tat uyumunu deneyelim. Ama birinin çıkıp da aman senin bu yaptığına ne gerek var zaten yapan dondurma fabrikaları var demesine izin vermeyelim.
Sevelim, her şeyi sevelim çünkü yaratıcılığın temelinde bir canlının hayatını güzelleştirme temeli yatar. Sevgisi olmayan güzelliği göremez. Ağaçlara her gün otomatik su veren makineleri hayal edelim. Bunu bulan kişi ağaçları sevmese bu icadı hayal edebilir miydi? Yaratıcılığınızı sevgiyle pekiştirin sevginiz bir gün bir köpeğe olsun, ertesi gün komşunuzun çocuğuna hatta karşı apartmanınızda oturan komşunun balkonundaki saksı çiçeklerini bile sevin. Sevin ki komşunuz tatile gittiği veya evden ayrıldığı zamanlarda çiçekleri yaşasın diye nasıl bir sistem kurabilirim fikri düşsün aklınıza.
Kendiniz olmaktan vazgeçmeyin ruhunuzun ve aklınızın size ait olduğunu unutmayın. Evrenin en güzel yaratıcılığı yaşadığımız bu dünya, dünyamızın ahenkli dansını izleyin şarkılarını dinleyin ve oradan kendinize söyleyecek bir nakarat, çizecek bir resim ve ya oynayacak bir rol seçin ve oynayın. Sevin ama her şeyi sevin hatta evinize giren sineği bile sevin ki onun da hayatına değer verin. Unutmayın ki sevmeyen önemsemez çözüm bulmaya çalışamaz çözümü aramayanda yeni bir şey ortaya koyamaz. Yeniyi bulmak istiyorsanız her şeyi sevin.