Son zamanlarda yaygınlaşan ilişki türlerinden biri de uzak mesafe ilişkisidir. Bu ilişki her insanın kaldırabileceği bir tür ne yazık ki değildi. Bazı kişiler için uzaklık sevginin ve özlemin yeniden alevlenmesini sağlarken bazı kişiler için uzakta kalmak, baş edilecek bir durum değildir. Fiziksel olarak ayrı düşme düşüncesi, oldukça karmaşıktır. Bu karmaşıklık içerisinde sevgiye, güvene ve sadakate dayalı bir ilişki yürütmek de oldukça zordur. Yakın mesafe ilişkilerinde bile güven, saygı ve sadakat üzerine bir ilişki kurmak oldukça zorken araya mesafe girdiğinde, durum daha karmaşık bir hal alacaktır.
İlişkilerin başlangıcında partner ile temas halinde olmak oldukça önemlidir. El ele tutuşmak, sarılmak, göz göze gelmek ve benzeri pek çok şey, ilişkideki sevgiyi arttıracak unsurlardan biridir. Her ne kadar teknoloji ilerlemiş dahi olsa insanlar, bu duyguları yakınındayken hissetmek ister. Çünkü zaman içerisinde bazı şeyler yetersiz kalabilir.
UzKimi zaman zorunluluk, kimi zaman keyfi nedenlerden ötürü bu mesafe yaşanabilmektedir. Uzaklığın yer aldığı ilişkilerde çiftler, “Uzaktayken ilişkimi nasıl heyecanlı tutabileceğim?”, “Acaba beni aldatır mı?”, “Özlediğimde ne yapacağım?” şeklinde düşüncelere girmektedir. Peki gerçekten, mesafeler ilişkiye engel midir?
Uzak Mesafe İlişkisinin Altın Anahtarı: İletişim
Uzak mesafe ilişkisi içerisinde temelleri sağlam olan bir ilişki yürütmek için altın anahtar, iletişimdir. Sahip olduğumuz teknoloji sayesinde bu iletişimi rahatlıkla kurabilir ve mesafenin bir engel olmasını ortadan kaldırabilirsiniz. Bunun için önemli olan şey, iletişim kuracağınız alanı ve saati belirlemektir. Partneriniz ile iletişim kuracağınız, tamamen odağınızı ona yönelteceğiniz bir vaktiniz olmalıdır. Bu vakti belirlemek ve doğru iletişim kurmak, ilişkinizin canlı ve ayakta olmasını sağlar.
Crystal Jiang tarafından ilişkilerin araştırıldığı bir araştırmada, uzak mesafe ilişkisi yaşayan çiftlerin yakın mesafede olan çiftlere göre daha güçlü bağlara sahip olduğunu kanıtlamıştır. Araştırmada, bu ilişki türünün daha derin ve anlamlı bir iletişim kurulmasından ötürü, daha sağlam olduğu tespit edilmiştir. Bu iletişim içerisinde sadece sizi mutlu edecek ya da partnerinizi mutlu edecek bir konuşma geçirmenize de gerek olmadığı görülmüştür. Önemli olan nokta, iletişim kurarken net olunmasıdır.
Az bir vaktiniz bile olsa iletişim kurmak için, bu zaman içerisinde tartışmalara da yer vermelisiniz. Sizlere kavga edin demiyoruz elbette! Tartışmak, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaktır. Karşınızdaki insanı hatasında yargılamak, ona böyle yaptığı için bağırmak yerine soru sormalı, düşüncelerini ve neden, nasıl ya da niçin öyle yaptığını/davrandığını konuşmanız gerekir. Doğru iletişim de budur. Karşınızdaki ile empati yapabildiğiniz, onunla yanlışı ve doğruyu konuşabildiğiniz müddetçe iletişiminiz doğru olacaktır.
Mesafeyi Kabullenin ve Bahane Etmeyin
Mesafenizin az ya da çok olması, partneriniz ile bir şeyler yapmanıza hiçbir zaman engel değildir. Bu nedenle herhangi bir aktiviteyi de birlikte yapabileceğinizi unutmayın. Birlikte yine film izleyebilir, yine kitap okuyabilir, yine spor yapabilir ya da müzik dinleyebilirsiniz. Dışarı çıktığınızda gezdiğiniz yerleri karşınızdaki insanla paylaşabilir, nerelere gitmekten zevk aldığınızı gösterebilirsiniz.
Bu nedenle mesafeler, bahanesi olmayanlar için aşka engel değildir. Uzak mesafe ilişkisi sevmiyor olabilirsiniz, sürekli bir insanla mesaj ya da arama yoluyla iletişim kurmak istemiyor olabilirsiniz veya sevdiğiniz insanın hep yanınızda olmasını istiyor olabilirsiniz. Bu istekler birer engeldir fakat mesafeler hiçbir zaman değildir!