Kişisel gelişim kategorisi içerisinde yer alan yazıların pek çoğunda geleceğe yönelik vaatlerin yer aldığını görebilirsin.
“Yarınını düşün.”
“Geleceğini planla.”
“Gelecek yıl planını oluştur.”
“Haftalık, aylık, yıllık programını düzenle.”
şeklindeki pek çok cümleyle karşılıyor olabilirsin. Bu cümlelerin yanlış olduğunu elbette söylemiyorum fakat geçmişin ve bugünün, gelecek üzerinde büyük bir etkisi olduğunu unutmamak gerekiyor. Basit bir mantık kurmak gerekirse karşımıza şöyle bir formül çıkacaktır:
“Geçmiş + Bugün = Gelecek”
O halde geleceğimizi inşa etmek için geçmişimizi bilmeli, bugünü yaşamalı ve yarına odaklanmalıyız. Gelecekten önce şimdiyi, bugünü, bilirsek geleceğimizi daha kolay bir şekilde inşa etmez miyiz? Eminim pek çoğumuz hayatımızda 5 saniye sonrasını önceden bilmek istemişizdir. Çok yoğun bir toplantının ardından iş anlaşmasının olup olmayacağını bilmek, biri bizi kırdıktan sonra af dileyip dilemeyeceğini öğrenmek en büyük arzularımızdan biri olmuştur. Çünkü gelecek, daima bir merak konusudur. Geçmiş bilinir, bugün yaşanır ve gelecek merak edilir. Fakat geleceği bilmek için de bugünü görmek gerekir. Siz bugününüzü ne kadar görebiliyorsunuz?
Gelecek Bugününde Gizli
Bir bina düşünün. Binanın öncelikle bir kağıt üzerinde proje çizimi gerçekleştirilecektir. Bu çizimden sonra müteahhitler ile konuşma yapılacak, inşaat ve gayrimenkul firmalarıyla anlaşılacak ve binanın yapımına başlanacaktır. Temelden başlanacak, belki 5 kat belki de 50 kat yukarıya doğru inşa edilecektir. Yani bir birikim söz konusu olacaktır. Binanın geleceğiniz olduğunu düşünürsek, her gün yeni bir kat inşa ettiğinizi de göz önünde bulundurursak, geleceğinizin kümülatif bir birikim olduğunu söylemek de doğru olmaz mı?
Şöyle de düşünebilirsiniz; bir dakikanın içerisinde 60 adet saniye vardır. 60 adet saniye tamamlandığında karşımıza bir dakikalık süre çıkacaktır. Aynı zamanda her bir saniye hem şimdiyi hem de geçmişi temsil edecektir. Geçen her saniyeden sonra gelecek, yani bir dakika oluşacaktır. O halde her bir 60 adet saniye hem bugününüz hem de dününüz olabilir mi?
Biliyorum biraz kafanız karıştı… Fakat telaşa gerek yok!
İnsanlar, geçmişlerinde yaşadıkları olaylar ile hem bugünlerini hem de geleceklerini planlarlar. Sıcak olan çorbayı üfleyerek yiyorsanız, daha önce ağzınız yandığı içindir. Kahvenizi daha şekerli içiyorsanız, öncesinde daha az şekerli içtiğiniz içindir. Yani geçmişten öğrendiğiniz şeyler, bugününüzü oluşturur ve bugün öğrendikleriniz de geleceğinize yön verir. Kahvenizi orta şekerli yerine şekerli olarak sipariş ediyorsanız, temel duygu ve düşünceleriniz bu motto üzerine oluşur.
Geleceğinizde çok mutlu mu olmak istiyorsunuz? O zaman bugün mutlu olmalısınız.
Geleceğinizde çok başarılı bir iş insanı olmayı mı hayal ediyorsunuz? O zaman bugün bir iş başvurusu yapmalısınız.
Üç ay sonra yurt dışına mı çıkmak istiyorsunuz? O zaman bugün kumbaranıza para koymak zorundasınız.
Özetle, yarın için bugünden hareket etmelisiniz. Eğer harekete geçmiyor lakin yine de geleceğe dair umut besliyorsanız kavuşacağınız şey hayal kırıklığından başka bir şey olmayacaktır. O zaman durma, harekete geç!